Ani Harabeleri
Ani Harabeleri

Ani Harabeleri Nerede

     Ani harabeleri, Kars’ın doğusunda bulunan ve Türkiye’nin doğuda Ermenistan’la sınırını oluşturan Arpaçay Nehri boyunca uzanan, Ani antik kentinden günümüze ulaşan yapılardır. Kars Ani Harabeleri, Kars ilimizin Ocaklı köyü yakınlarında, görülebilecek en önemli kültürel varlıklar arasında ön plana çıkmaktadır.

     Büyük bir doğu-batı kervan yolu üzerinde yer alan Ani kenti, ilk olarak milattan sonra 5. yüzyılda öne çıkmıştır. 952 ila 977 yılları arasında hüküm süren Bagratid kralı Merhametli Ashot III başkentini buraya naklettiğinde gelişen bir şehir haline gelmiştir. Ashot III, 961 yılında Ani’ye ayak bastı. Böylece, birbirini izleyen iki Bagratid hükümdarı tarafından güzelleştirilen kent için altın bir çağ başladı. Bu dönemde, bölgeye inşa edilen birçok kilise, Orta Çağ mimarisinin en güzel örneklerinden bazılarını içeriyordu.

Ani harabeleri nerede derseniz, Kars'ın doğusunda bulunan ve doğuda Ermenistan'la sınırı oluşturan Arpaçay Nehri boyunca uzanan, Ani antik kentinden günümüze ulaşan yapılardır.
Ani harabeleri nerede derseniz, Kars’ın doğusunda bulunan ve doğuda Ermenistan’la sınırı oluşturan Arpaçay Nehri boyunca uzanan, Ani antik kentinden günümüze ulaşan yapılardır.

     Orta Çağ’da, 11. yüzyılın başlarında, yaklaşık 100.000 nüfus için Ani, büyüklüğü ve ihtişamı bakımından fazlasıyla önemliydi. 13. yüzyıldaki Moğol akınlarına, 1319 yılındaki yıkıcı bir depreme ve ticaret yollarının değişmesi onu onarılamaz bir düşüşe sürükleyene kadar Ermenistan’ın başkenti olarak kaldı. Tüm bu sebepler sonucunda, Ani terk edildi. Ani şehrinden, günümüze ulaşan ise kiliseler ve sur kalıntıları oldu. Geriye kalan tüm yapılar ,Orta Çağ’daki Ermeni taş işçiliğinin olağanüstü kalitesini kanıtlıyor. Ani harabeleri Ocaklı köyü yakınında bulunuyor.

Ani Harabeleri Hangi Medeniyete Ait

     Harabelerin bulunduğu bölgede; sekizgen kuleler, çökmekte olan duvarlar ve çoktan düşmüş sütunlar geniş çayırlara dağılmış durumdadır. Ülkemizin, Ermenistan Devleti ile sınırını oluşturan Arpaçay Nehri’nin döküldüğü vadide, ortasından kırılmış eski bir köprü de yer alıyor. Bütün bu kalıntılar, milattan sonra 300’lü yılların başında Hıristiyanlığı devlet dini olarak benimseyen ilk krallıklardan Ermenistan’ının Orta Çağ’daki kozmopolit kenti Ani’den geriye kalanları oluşturuyor. Kiliselerden arta kalanlar Ani harabeleri için büyük bir oranı kapsıyor.

Kars Ani Harabeleri, Aziz Gregory Kilisesi
Kars Ani Harabeleri, Aziz Gregory Kilisesi

Hatta öyle ki Ani şehri kutsal binalar ve kalıntılarca oldukça zengin olduğundan, “1.001 kiliseli şehir” olarak anılıyor. Bir zamanlar, birden fazla medeniyete ev sahipliği yapan ve zamanının jeopolitik konumuyla ön plana çıkan şehir günümüzde ziyaretlerle ilgi çekiyor. Üstelik çağlar boyunca, orduların akınına uğrayan şehrin görkemli harabeleri 2016 yılında UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer aldı.

Ani Harabeleri’nin Tarihi Süreci

     Eski zamanlarda, Ani’nin bulunduğu topraklar Perslerin, ardından Seleukosların, Partların ve Romalıların kontrolü altına girdi. Fakat bu farklı imparatorluklar, yükselip alçalırken Ani için, Ermeni kimliği galip geldi. 10. yüzyılda Bagratid hanedanı kuzey Ermenistan’da iktidara geldi. Kral Ashot III (952-977) Ani’yi kraliyet başkenti olarak seçti. 977 ve 989 yılları arasında halefi Smabat II, yuvarlak kulelerle taçlandırılmış çift kuzey duvarlarını inşa etti. İpek Yolu’nu oluşturan ticaret yolları, şehrin içinden geçmek üzere kaydırıldı. Karadeniz ile Hazar Denizi arasındaki ticaret yolları boyunca stratejik konumu, onu adeta çekici bir mülk haline getirdi.

Ani Harabeleri Tarihi, Eski zamanlarda, Ani’nin bulunduğu topraklar Perslerin, ardından Seleukosların, Partların ve Romalıların kontrolü altına girdi.
Ani Harabeleri Tarihi, Eski zamanlarda, Ani’nin bulunduğu topraklar Perslerin, ardından Seleukosların, Partların ve Romalıların kontrolü altına girdi.

Bu sebeple, onu yüzyıllarca süren istilaya ve nihayetinde uzun bir terk edilme dönemine mahkûm etti. Şehrin Ermeni Krallığı tarihinin başlarında, konumu sayesinde zenginlikle dolup taşan hükümdarlar daha fazla kilise inşa etmeye başladı. Bugünün Ani harabeleri için başı çeken şapeller ve kiliseler o zamanlarda şehri dolduruyordu. İlk kiliselerden biri olan Abughamrents Aziz Gregory Kilisesi, güçlü Pahlavuni ailesi için özel bir şapel olarak inşa edildi. Ani’nin birçok kilisesi gibi Aziz Gregory Kilisesi de konumu şehirden uzakta olarak bilinçli olarak seçildi.

Dikkatinizi Çekebilir;  Karl Briullov - Pompei'nin Son Günü

Ani Harabeleri – Kral I. Gagik Dönemi

     Ani şehri 11. yüzyılın başlarında, Kral I.Gagik’in saltanatında geliştikçe, rengi kırmızıdan sarıya siyaha değişen, yerel bazalt taşından daha fazla kilise inşa edildi. Ani’nin büyük Ermeni mimarı Trdat tarafından yaptırılan heybetli katedrali ve üç kilisesi şehir surlarının üzerinde yükseldi. Bunlardan biri olan Kutsal Kurtarıcı Kilisesi’nin kubbesi, tamamen dairesel bir kasnak üzerinde desteklenmişti ve gerçek haç parçası barındırıyordu. 1064 yılında Selçuklular Ani’yi fethetmek istedi. O andan itibaren Ani birçok devlet tarafından kontrol edildi. Buna Ani’ye 11. yüzyılın sonlarında Manuçihr camisini inşa ettiren Şeddadi hanedanı da dahildi.

Kral I.Gagik'in saltanatında geliştikçe, rengi kırmızıdan sarıya siyaha değişen, yerel bazalt taşından daha fazla kilise inşa edildi.
Kral I.Gagik’in saltanatında geliştikçe, rengi kırmızıdan sarıya siyaha değişen, yerel bazalt taşından daha fazla kilise inşa edildi.

     Ani harabeleri başka devletlerden de izleri bu vesileyle taşıdı. Daha sonra Hıristiyan egemenliği, 1215’te Gürcü krallığı altında yeniden başladı. 13. yüzyılın sonlarında Ani, Moğollar tarafından yağmalandı ve gerileme başladı. Ticaret yolları uzaklaştı, emtia ve ticaret onlarla birlikte yok oldu. 1319’da gerçekleşen, deprem ile şehir ağır hasar gördü. Safevi egemenliğinde geçen bir dönemin ardından şehir, 16. yüzyılda resmen Osmanlı İmparatorluğu’na girdi. Ani daha sonra terk edildi ve hayalet bir kasaba oldu.

Ani Harabeleri Osmanlı İmparatorluğu Dönemi

     Ani, 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na girmesinin ardından, Avrupalı gezginlerin bu Orta Çağ kentini ziyaret etmeye başladığı 1800’lerin başına kadar Hıristiyanlıktan uzak bir anı olarak kaldı. Ani harabeleri, Osmanlı da dahil olmak üzere çeşitli imparatorlukların siyasi gerginlikleri arasında unutuldu. Bununla birlikte, Ani ile ilgilenenler bilim adamları arasında ilgi uyandırdı. 1817’de İskoç diplomat ve gezgin Robert Ker Porter Ani’ye gitti ve izlenimlerini kaydetti: “Şehre girerken, yerin tüm yüzeyini kırık başlıklarla, oldukça süslü frizlerle ve antik ihtişamın diğer kalıntılarıyla kaplı buldum.” dedi. Bazı kiliselerin diğerlerinden daha sağlam olduğunu, ancak zamanın ve yıkımın daha ağır darbeler bıraktığını, diğer tüm yapılar kadar yalnız olduklarını belirtti.

Osmanlı da dahil olmak üzere çeşitli imparatorlukların siyasi gerginlikleri arasında unutuldu.
Osmanlı da dahil olmak üzere çeşitli imparatorlukların siyasi gerginlikleri arasında unutuldu.

     1839’da İngiliz Ordusu kaptanı Richard Wilbraham, Ani’nin sağlamlığına ve Hıristiyan ikonografisinin varlığına hayret etti. Bilimsel ilginin bu ışıltısına rağmen, zaman ve hava Ani’yi olumsuz etkilemeye devam etti. Arkeologların Ani harabeleri ziyareti birkaç on yıl daha gecikecekti. 1878’de Rus İmparatorluğu, Ani civarındaki bölgeyi ele geçirdi. Ker Porter ve Wilbraham gibi kaşiflerin keşifleri, Doğu Hıristiyanlığı için çok önemli olan bu bölgeye Rusların ilgisinin temelini oluşturdu. 1890’larda Rusya, antik kenti kazmak için Gürcü doğumlu bilim adamı Nikolay Yakovlevich Marr liderliğindeki bir ekibe destek verdi. Marr tarafından başlatılan çalışma, 1917’ye kadar devam etti ve Marr şehrin görkemli geçmişinin en azından bir kısmını ortaya çıkarmayı başardı. Köprü ve yollardan oluşan kompleksin bir zamanlar nehir boyunca dalan vadilere yayıldığını ortaya çıkardı.

     Ancak Ermenistan, Rusya ve Türkiye, Ani harabelerini çevreleyen topraklar üzerinde savaştıkça harabeler savaş nedeniyle daha da parçalanmaya devam etti. Ani, 20. yüzyılın ikinci yarısında kendisini başka bir gerilimin ortasında bulmuştu. Tüm bu durumlar Ani’nin ülkemizdeki konumunu farklı ülkeler tarafından tartışmalı hale getirdi. Her şeye rağmen köklü geçmişi ve tarihi ile etnik köken fark etmeksizin tüm tarih severlerin ilgisini çekmeyi başardı.

Kaynaklar;

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin