Büyük İskender (Aleksandros)
Büyük İskender (Aleksandros)

Büyük İskender

Büyük İskender, çok kısa süren hükümdarlık döneminde, 6 milyon metrekareye ulaşan alanı fethetti. Hemen hemen hiç at üstünden inmeden, birbiri ardından koşturduğu seferlerde Tuna’nın aşağısından Yunanistan’a kadar indi. Oradan Türkiye’nin batısına geçerek, Suriye üzerinden Lübnan’a kadar yol aldı. Lübnan, Ürdün, İsrail, Mısır’ı egemenliği altına aldı. Irak, İran, Afganistan’ı aldı ve atı ile Pakistan’ın derinliklerine kadar girdi. Girdiği hiçbir savaştan yenik ayrılmayan Büyük İskender, Azrail ile yaptığı savaşı kaybetmeseydi, tüm dünyaya kendi medeniyetini yaymaya kararlı bir hükümdardı. Ölümü kendisine yakıştırmadığı için, kendisine bir varis bırakmadı. İnanılmaz bir hızla yükselttiği İmparatorluğu, onun ile birlikte mezara girmiştir.

     Büyük İskender, çok kısa süren hükümdarlık döneminde, 6 milyon metrekareye ulaşan alanı fethetti.
Büyük İskender, çok kısa süren hükümdarlık döneminde, 6 milyon metrekareye ulaşan alanı fethetti.

Dünyanın gelmiş geçmiş en önemli İmparatorluklarından birisini zirveye çıkaran Büyük İskender’in asıl adı, Aleksandros’dur. MÖ. 356 yılında Makedonya kralı II. Filip’in oğlu olarak Yunanistan sınırları içinde bulunan Pella’da doğdu. Babası Filip, Sparta hariç bütün Yunanistan’ı şehir devletlerini bir arada toplamış, başarılı bir komutandı. İskender daha 10 yaşından itibaren 3 yıl boyunca Aristo’nun öğrencisi olmuş, dil, tarih, felsefe, bilim, siyaset dersleri almış ufkunu genişletmiştir. Babası Filip MÖ. 336 yılında oğlunun gözleri önünde sebebi ve kim tarafından yaptırıldığı belli olmayan bir suikaste uğrayarak öldürüldü. Artık, İmparatorluğun başında Genç İskender vardı.


Genç İskender’in İlk Hükümdarlık Yılları

Genç İskender, hiç beklemediği bir anda kendisini 20 yaşında tahtta bulunca, ilk hamlesi olası varislerden kurtulmak adına, üvey kardeşini ortadan kaldırmak oldu. Ardından, kendisine muhalif olanları, susturmak için girişimde bulundu. Kendisine direnen muhalifleri ise kılıçtan geçirerek, kendi kanında boğdu ve taş üstüne taş bırakmadı. Zaman içinde ayaklanan bütün muhalifler, itaat etmek zorunda kaldı. İskender’in bu hiddet ve kudretini gören Atinalılar, çok beklemeden İskender’e boyun eğdiler. Çok iyi bir savaş taktik ustalığına sahip olan İskender, Yunanistan’ın güneyine ilerlerken, karşılaştığı Thesselia ordusuna karşı kolay bir zafer kazandı. İskender zaman kısa bir zaman içinde, Yunanistan şehir devletlerini tek tek hakimiyeti altına aldı.

Şimdi ise sıra Perslilerin üzerine yürümek kalmıştı. MÖ. 334’de Makedonya ordusunun seçkin okçuları, silahşör ve süvarilerin oluşturduğu 50.000 kişilik bir ordu yola çıktı, yanında bir de kişisel tarihçisi olan Callisthenes vardı. Genç komutan öyle detaylı ve ihtişamlı bir ordu kurmuştu ki: Ordunun içinde Piyade atlıları, ordu mühendisleri, istihbarat ve lojistik desteği ile modern çağı kıskandıracak bir ordu ile yola çıkmıştı. Hellespantos’a (Çanakkale Boğazı) ulaştığında 11 yıl sürecek seferlerine başladı. Bilinen dünya, artık onun ayakları altında titreyecekti. Genç Hükümdarın bu geçişi, Yunan topraklarındaki son geçişi olacak, tekrar bu topraklara geri dönemeyecekti.


Anadolu’ya İlerleyişi

Anadolu’da Granicus Nehrine (Biga Çayı) yakın bir noktada, Pers İmparatoru III. Darius’un en güvendiği komutanı olan Mennon’un yönettiği Pers ordusu ile ilk kez karşılaştı. Bu öncü Pers birliğini, 400 askere yakın bir kayıp ile rahatlık ile ezip geçti. Çarpışma sonrasında, 4000 Pers askeri yerde cansız vaziyette yatmaktaydı. Bu zafer, İskender’e güneye ilerleme yolunda, güvenli bir yol açtı. Büyük İskender, hızlı bir şekilde güneye ilerleyerek Pers vilayeti olan, Sardis’i (Manisa- Sart) ele geçirdi. Makedonlar, sonrasında Halicarnassus’u (Bodrum) aldı ve Perslerin buradaki deniz hakimiyetini, kırmış oldu. Kıyı şeridinden, tekrar iç taraflara yönelen Makedon ordusu, Likya dağları üzerinden ilerlemeye devam etti. Hatay’a kadar kolay bir şekilde ulaştılar. Asıl düşmanlarına karşı ölüm kalım savaşı yaklaşmıştı. Artık İskender’in şöhreti giderek yayılmaya başlamıştı.

İskenderin Anadolu'ya İlerleyişi
İskender 13 yılda bütün yeşil alanları fethetmiştir

Perslilerle Büyük Karşılaşma

Makedonların Genç lideri, MÖ. 333’te kendi ordusundan 3 kat daha büyük, Darius komutasındaki Pers ordusu ile, artık burun burunadır. Bu karşılaşma Issus bölgesindeki, Pinarus Nehrinin (Deliçay) iki yakasında gerçekleşti. İlk saldırıya geçen taraf Makedonlar oldu. Fakat İskender için çarpışma kötü başlamıştı. Falanks (Normal mızraklardan daha uzun mızraklar kullanan askeri birlikler) işe yaramamıştır. Falanks’ın işe yaramayışı, Makedon süvarilerinin sağ ve sol kanattan saldırmasını engellemişti ve ordunun morali bozuldu ve dağılma belirtileri gösterdi.

Fakat Büyük Komutan İskender, cengaverce doğrudan Kral Darius’u hedef alarak bir saldırı yaparak savaş alanını hareketlendirdi. İskender’in bu hamlesi askerlerini adeta çıldırtmıştı. Pers ordusunun ön bölgesi artık, Makedon saldırısı ile zayıflamıştı. Bu ilerleme devam ederken bir anda, İskender ve Pers Kralı Darius karşı karşıya geldiler. Fakat Pers Kralı bir yolunu bularak bu karşılamadan kaçmayı başardı. Bu savaştan galip çıkan İskender, Alexandreia (İskenderun) şehrini kurdu. Cepheden kaçan Darius, zayıf düşse de ordusunu tekrar toparlamaya çalışıyordu. Bir yandan barış girişimleri yapan Darius, İskender’e bir mesaj iletmiş, fakat İskender’in cevabı şöyle olmuştur: Bir dahaki sefere, mesaj yazdığında; bana Asya’nın hakimi diye hitap et, Eşitinmişim gibi hareket etme, diye söylemiştir.

Büyük İskender – Makedon İmparatorluğu
Dünya Tarihi Antik Dönem Savaşları

İskender’in Önünde Durulmuyor Perslilerle İkinci Karşılaşma

İskender’in kafasında barış adına hiçbir şey yoktu. Hiç durmaksızın Tyrus’u kuşattı ve şehri ele geçirdi. Ardından Gazze’yi de aldı ve şehrin valisini at arabasının arkasına bağlayarak, ölene kadar sürükledi. Makedon İmparatorluğunun sınırları, gittikçe genişliyordu. İki yıl içinde Pers İmparatorluğunun büyük bir kısmını ele geçirmişti. Daha önceki ele geçirdiği şehirlere kendi ismini veren, Büyük İskender adını taşıyan şehirlerin en büyüğü MÖ. 332’nin sonlarında Nil Nehrinin ağzına kurdu. İsmini sonsuza kadar yaşatılmasını istediği, İskenderiye şehrini kurmuştur. İskender ve Pers Kralı Darius MÖ. 331 yılında, bugünkü Musul’un doğusunda bir noktada tekrar karşı karşıya geldiler. Sayıca üstün taraf yine Pers ordusuydu.

İskender ve Pers Kralı Darius MÖ. 331 yılında, bugünkü Musul’un doğusunda bir noktada tekrar karşı karşıya geldiler. Sayıca üstün taraf yine Pers ordusuydu.
İskender ve Pers Kralı Darius MÖ. 331 yılında, bugünkü Musul’un doğusunda bir noktada tekrar karşı karşıya geldiler. Sayıca üstün taraf yine Pers ordusuydu.

Darius bu sefer ordusuna avantaj oluşturacak düz bir savaş alanı seçmişti. Aynı zamanda ordusunu, kenarlarına tırpanlar bağlı savaş arabaları ve filler ile desteklemişti. Yalnız bir noktada, Darius için sürpriz bir durum yaşandı: Ay Tutulması. Savaş sabahının gecesinde, gerçekleşen bu doğa olayı Pers ordusunda moral olarak çöküntüye neden oldu. Perslilerin inanışına göre, ay tutulması şeytanların yeryüzüne salınması anlamına gelmek te ve falcılarında, kehanetlerine göre Darius’un yenileceği söylentileri yayılıyordu. Bu şartlarda savaşa giren, İskender Pers ordusunu bir kez daha adeta hallaç pamuğu gibi attı. Tarihte Gaugamela savaşı olarak adlandırılan bu savaş, İskender’e Asya’nın kapılarını açmış, belirtilen rakamlara göre 300 bin Pers askeri öldürülmüştü. Yalnız Pers İmparatoru Darius bir kez daha iskender’in elinden kurtulmayı başarmıştır. Makedonlar, Babil ve Susa’yı da fethederek, Perslilerin başkenti Persepolis’e yürümeye başlamıştır.


Persepolis Yürüyüşü ve Hindistan Seferleri

Persepolis şehrini kuşatan dağları kontrol altına alan, Makedonlar şehre fırtına gibi girdi. Persepolis o dönemde dünyanın saylı zengin şehirlerinden birisiydi. Bu şehrin sahipleri, 150 yıl önce Yunanistan’ı işgal eden ve Atina’yı yerle bir edenlerin başkentiydi. İntikan zamanı gelmiş, İmparatorluk sarayı ateşe verilmişti. Şehrin erkeleri öldürülüyor, kadınlar ise köle yapılıyordu. Perslilerin, hazineleri at ve eşeklerle ana vatana gönderilmekteydi. İşgalden 300 yıl sonra, Yunan tarihçi Diodorus Siculus, yağma sonrasında Şöyle açıklama yapıyordu: ‘’Persepolis nasıl ki zenginlikle dünyanın tüm şehirlerini geride bırakmışsa, şimdide sefalette bırakıyordu.’’ Büyük İskender 26 yaşına geldiğinde, Babasının hayalini gerçekleştirmiş oldu.

Büyük İskender, dönüş yolunda Babil’de kaldığı süre içinde 33 yaşında iken, Sıtma hastalığından hayatını kaybettiği söylenmektedir.
Büyük İskender, dönüş yolunda Babil’de kaldığı süre içinde 33 yaşında iken, Sıtma hastalığından hayatını kaybettiği söylenmektedir.

Artık Pers İmparatorluğu onun avucunun içindeydi. Bugün Afganistan ve İran olarak bildiğimiz topraklardaki, hakimiyetini devam ettirmek için, yerel Preslerden Roshanak’la (Roxana) evlendi. Ora, Massaga ve Bazira kalelerini ele geçirip karşı gelenleri kılıçtan geçirdi. Cilum (Hydaspes) nehri civarında, Pencap Krallığının hükümdarı, Porus’un askerleri ile dillere destan bir savaş yaparak, galip geldi. İskender 3 yıllık bir sürede, günümüzün İran, Irak, Afganistan, Orta Asya, Hindistan’ın kuzey kesimlerini ele geçirdi. Girdiği onlarca savaştan hiç mağlup ayrılmadı. Adını taşıyan birçok şehir kurdu. İskender, seferlerine devam etmek istiyordu, fakat ordusu 8 yıl süresince yorulmuş ve yıpranmıştı. Böylelikle, eve dönüşe geçen İskender, kazandığı toprakları bazı subaylarına ve eski güvendiği düşmanlarına emanet etti. Büyük İskender, dönüş yolunda Babil’de kaldığı süre içinde 33 yaşında iken, Sıtma hastalığından hayatını kaybetti. İskender’in ölümünden sonra, varis bırakmaması sebebi ile imparatorluk karışıklık yaşamış ve isyanlardan sonra zayıf düşmüştür. Ölümünden 50 yıl sonra iç savaşların ardından İmparatorluk resmen tarihe gömülerek kayboldu.


Kaynakça;

  • Tarihi Değiştiren İmparatorluklar: Ali Çimen, Popüler Tarih
  • Kısa Dünya Tarihi: Ahmet Meral
  • Web araştırmaları

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin