Erken Tıbbın Babası İbni Sina
Erken Tıbbın Babası İbni Sina

İbni Sina

Erken tıbbın babası İbni Sina (doğum 980 Buhara yakınlarında, Özbekistan – ölüm 1037 Hamedan, İran). Döneminin en önemli yazarlarından, astronomlarından, düşünürlerinden ve hekimlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Kendi ağzından ‘Biliminin kurucusu, hekimlerin önderi olarak bilinir ve “Büyük Üstad, Avicenna” olarak tanınırım’ demiştirve ‘filozofların prensi’ olarak nitelendirilmiştir. Orta çağ alimleri ve düşünürleri arasında da “eş-şeyhü’r-reîs” unvanı ile de bilinir. Aynı zamanda “hüccetü’l-hak, şerefü’l-mülk, ed-düstûr” ünvanları da onun için kullanılmıştır.  İbni Sina’nın babası aynı zamanda ilk hocasıdır ve Samani hanedanlığının saygın bir bilim insanıdır. Babasından nefis ve akıl konuları hakkında bilgiler öğrendi.

Samanoğulları hükümdarının son devrinde yaşayan İbni Sina ailesinin yanında felsefe, geometri ve Hint matematiğiyle ilgili konu ve eserlerle karşılaşma ve inceleme imkânı buldu. Değişik konular üzerine 240’ı günümüze gelen 450 kadar makale yazdı.  Matematikteki Öklid geometrisini ve Mantığı saygın matematikçi Abdullah Natilli’den ders alarak öğrenmiştir. Metafizik ile Felsefe konularında ise Farabi’nin ve Aristoteles’in kitaplarından öğrenmiştir.  Daha sonra Kuşyar isimli bir tıp doktorunun yanında eğitime devam etmiştir.

İbni Sina'nın anıt mezarı – Hemedan , İran
İbni Sina’nın anıt mezarı – Hemedan , İran

Büyük Üstad’ın Eserleri

   Tıp tarihi için çok önemli bir kitap olan El-Kanun fi’t-Tıb ( Tıbbın Kanunu) Ortaçağda yaklaşık 400 yıl Batıdaki okullarda ders kitabı olarak okutulmuştur. Kitabü’ş-Şifa (Şifanın Kitabı) dört konuya ayrılmıştır. Bu konular sırasıyla; Mantık, Matematik, Fizik ve Metafiziktir. Bu kitap da İbni Sina’nın diğer kitabı olan El-Kanun fi’t-Tıb gibi 17. Yüzyılın ortalarına kadar ders kitabı olarak okutulmuştur. Risale fi-İlmi’l-Ahlak kitabı, ahlak felsefesini doğrudan konu edinen bir kitapçıktır. Ağırlıklı olarak tıp ve felsefe üzerine ve diğer konulardan da toplam 200 adet kitap yazmıştır. Öklid geometrisi, doğa bilimi, fıkıh gibi konular üzerine çalışmalar yaptı. Henüz 17 yaşındayken hastalanan Buhara prensini iyileştirdikten sonra saray kütüphanesine erişme şansını elde etti. Aynı zamanda Kur’an’ın bazı surelerini tefsir etmesi ve kaza, kader, ahiret gibi dini konuları tartışması, İslam dünyasında eserlerinin daha çok kabul olmasına olanak sağlamıştır. Çoğu eseri Latinceye ve daha sonra farklı batı dillerine de çevrilerek hem İslam alemini hem de batı dünyasının düşünce yapısını direkt olarak etkiledi.

Dikkatinizi Çekebilir;  Araştırmacı Tarih Nedir? Faydaları Nelerdir?
İbni Sina'nın Eserleri Kitabü'ş-Şifa
İbni Sina’nın Eseri Kitabü’ş-Şifa

Gençliği, Erişkinliği ve Ölümü

     İbni Sina babası öldükten sonra eş zamanlı olarak Samani hanedanlığı da sona erdi. Gazneli Mahmutun buyruğu altına girmeyi reddedince Ürgenç (Özbekistan) kentine gitmiştir. Merv’den Nişabur’a ve Horasan’a kadar her yeri karış karış gezmiştir. Daha sonra Hazar Denizi kıyısındaki Gorgan’da bir arkadaşıyla karşılaşıp onun yanına yerleşmiştir ve geçimini astronomi ile mantık dersleri vererek geçimini sürdürmüştür. İbni Sina, daha sonra İsfahan valisinin yanına yerleşti. Bu durumu öğrenen Hemedan emiri ile İbni Sina’yı tutuklatmıştır ve hapsetmiştir. Hapis hayatının zorlukları ve sefaleti savaş bitene kadar devam etmiştir. Savaş bittikten sonra hiç istemeyerek Hemedan Emiri’nin yanında çalıştı ama bu duruma fazla katlanamayıp 2 kölesi, 1 öğrencisi ve kardeşiyle birlikte kılık değiştirerek şehirden çok zorluklarla kaçmayı başarıp tekrar İsfana (Kırgızistan)  yerleşmiştir.

Uzun bir süre bilim insanı olan Ebu Caferin hizmetinde kalarak geçimini sürdürmek için tıp doktorluğu yapmıştır. Hatta seferlere dahi katılmıştır. Bir Hamedan seferi sırasında çok sancılı kolik atağı geçirmiştir ve kendi kendini sekiz adet kereviz tohumundan lavman yaparak bir günde iyileştirmiştir. Ancak, hazırladığı preparat bir görevli tarafından istemeden ya da kasıtlı bir şekilde iki ölçü olması gerekirken 5 ölçüyle değiştirilmiştir ve bu olay yüzünden İbni Sina’nın bağırsaklarında ülsere sebep olmuştur. Bununla birlikte, bir köle Mithiridate ( hafif bir afyon ilacı) ile İbni Sina’yı  zehirlemeye çalışmıştır. Çok zayıfladı ve güçlükle ayakta dururken zar zor Hamedan’a vardı ve ölüm döşeğindeyken mallarını yoksullara bağışlayıp, kölelerine özgürlüklerini vermiştir. Tedavi olmayı reddederek 1037’nin Ramazan ayında can vermiştir. Kabri Hamedan’da bulunmaktadır.


CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin