Tarihi Hazineler
Tarihi Hazineler

Tarihi Hazineler

1973’te bir sürücü tarafından vurulan Ténéré ağacından; ISID tarafından tahrip edilen paha biçilmez eserlere; buldozerle yıkılan Maya piramidine kadar işte dünyanın yakın zamana kadar kaybettiği tarihi hazineler

Antik Şehir Nimrud

Palmira Antik Kenti
Palmira Antik Kenti

Günümüzde Nimrud olarak bilinen eski Asur şehri Kalhu’nun İncil’de geçen “Nemrut” ile bağlantılı olduğu biliniyordu ancak bugün iki şehrin bu ilişkisi yanlış olarak kabul ediliyor. Kalhu adıyla Kral Shalmaneser tarafından kurulan şehir MÖ 1350 ile 60 yılları arasında gelişmiştir. Bir saray inşa etmek ve başkenti Asur’dan şehre taşımak için kapsamlı çalışmalar yapan Kral II. Ashurnasirpal yönetiminde Kalhu M. Ö. 879’da Asur İmparatorluğu’nun siyasi başkenti oldu. Kral Sennacherib tarafından başkent M. Ö. 705 yılında Nineve’ye taşındı. Asur döneminden sonra Kalhu Hellenistik ve Part İmparatorluğu dönemlerinde varlığını sürdürdü. Musul’un yerlilerinden Hürmüz Rassam ve William Loftus tarafından takip edilen bölgede 19. yüzyılın ortalarında İngiliz Austen Layard kapsamlı kazılar gerçekleştirdi.

Tarihi Hazineler – Yeni Kazılar

Bölgede daha yeni kazılar 1950’lerde ve 1960’larda Irak İngiliz Arkeoloji Okulu tarafından Max Mallowan ve diğer İngiliz arkeologlar tarafından yapıldı. Irak Cumhuriyeti Eski Eserler Müdürlüğü tarafından daha fazla kazı gerçekleştirilmiştir. Polonya Akdeniz Arkeoloji Merkezi’nden bir ekip, 1974’te tüm siteyi belgeledi. En büyük ve en sıra dışı fildişi koleksiyonlarından biri de Nimrud antik kentinin çeşitli yerlerinde ortaya çıkarıldı ve şu anda dünyanın dört bir yanına dağılmış durumda. Ana parçaları British Museum ve Irak Ulusal Müzesi’nde sergileniyor. Uzun yıllar boyunca, şehrin kalıntıları çeşitli elementlere maruz kalmaktan kaynaklanan tehditlerle karşı karşıya kaldı.

En büyük ve en sıra dışı fildişi koleksiyonlarından biri de Nimrud antik kentinin çeşitli yerlerinde ortaya çıkarıldı
En büyük ve en sıra dışı fildişi koleksiyonlarından biri de Nimrud antik kentinin çeşitli yerlerinde ortaya çıkarıldı

Sınırlı ve yetersiz koruma önlemleri ve çatı eksikliği, eski kabartmaları Irak ikliminin insafına bıraktı. Antik şehir Nimrud rüzgar, yağmur ve rüzgarla savrulan kumun neden olduğu erozyona karşı hassastı. Ancak, eski başkent için en büyük tehdit, bölgenin IŞİD terör örgütü  tarafından işgal edilmesiydi. 2015 yılının başında Musul’daki anıtlara yönelik artan saldırılar sırasında Nimrud yıkıldı. 2019 itibariyle, IŞİD militanlarının neden olduğu hasarı değerlendirme çabaları ve UNESCO’nun bölgeyi koruma ve arkeolojik alanın havadan görüntülenmesini sağlama çabaları devam etmektedir.

Tarihi Hazineler – Palmira Tapınakları

Palmira tapınakları Suriye’nin bugünkü başkenti Şam’ın 100 mil kuzeydoğusunda yer almaktadır. Palmira, Taş Devri’nde çölde bir vahanın yakınında küçük bir yerleşim yeriydi. Bölge, El-Qubur Vadisi’nden  (Arapça nehir yatağı) çıkan bir dizi pınar  tarafından beslenen verimli toprak ve hurma ağaçları ile çevriliydi. Kaynaklar ve zengin toprak Palmira’yı çiftçilik ve hayvancılık için ideal bir yerleşim yeri haline getirdi. Palmyra isminin, “hurma ağacı ” anlamına gelen orijinal Arapça tadmor isminin Latince bir formu olduğuna inanılmaktadır.

Palmira tapınakları Suriye'nin bugünkü başkenti Şam'ın 100 mil kuzeydoğusunda yer almaktadır.
Palmira tapınakları Suriye’nin bugünkü başkenti Şam’ın 100 mil kuzeydoğusunda yer almaktadır.

Bir Mezopotamya uygarlığı olarak doğan Palmyra, M. Ö. 2. binyıldan itibaren Aramiler’in yönetimi altındaydı. Araplar MÖ 1. Binyılda hüküm sürmeye başladı. İlginç bir şekilde, Araplar şehrin mevcut nüfusuyla birlikte asimile oldular ve Palmyrene’in yerel lehçesini konuşmaya başladılar. Palmira’nın ilk yerleşim yeri El-Qubur Vadisi’nin kuzey yönündeki Efqa pınarı civarındadır ve Palmira antik şehrindeki önemli kalıntıları bu bölgede yer alır. Bunlar arasında Mezopotamya Tanrısı Bel’e tapınmak için inşa edilen Bel Tapınağı ve şehrin ana caddesi yer alır.

Palmira Antik Kenti’ndeki Kalıntılar

Palmira antik kenti, diğer tapınaklara, konutlara ve Roma tarzı kalıntılara sahiptir. Senato, toplantı evi ve mahkeme binası olduğuna inanılan kalıntıların yanı sıra antik kentin Şam Kapısı’nın olduğuna dair kanıtlar da bulunuyor.

Antik kentte tespit edilen önemli kalıntılardan bazıları

  • Diocletian Hamamlarının temelleri (Girişi büyük Mısır granit sütunlarıyla işaretlenmiş bir yüzme havuzunun kalıntıları),
  • Agora’nın toplanma yeri, bir kısmı ayakta olan duvarlarda Yunan çizimleri ile süslenmiş küçük bir toplantı veya kutlama soru
  • Baalshamin Tapınağının bir kısmı, ilk olarak MÖ 2. yüzyılda inşa edilmiş olan,
  • Bir tonoz mahzeni olan Mezar Tapınağı’nın kalıntıları,
  • Tetrapylon, Mısır granit sütunlarla çevrili bir tür sahne veya platform,
  • Diocletian dönemine tarihlenen şehir surlarının bölümleri.

Çünkü Palmyra, tarihi boyunca birden fazla imparatorluğun ve kültürün kontrolü altına girdi. Palmira’nın mimarisi, Yunan, Roma, İran ve Arap stillerinin birçok unsurunu birleştirerek arkeologlar ve tarihçiler için daha da önemli hale getiriyor.

Palmira Antik Kenti
Palmira Antik Kenti

Palymra Antik Kenti Nasıl Yok Oldu?

2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı sırasında IŞİD terör örgütü, Palmira’yı çevreleyen bölgenin kontrolünü ele geçirdi ve burayı İslami yönetim altındaki bir devletin parçası ilan etti. 2015 yılında basında çıkan haberlere göre, IŞİD militanları, MS 1.yüzyılda inşa edilen aynı adı taşıyan bir tapınağın girişini süsleyen Al-Lat Aslanı da dahil olmak üzere Palmira’daki birkaç önemli heykeli tahrip etti. Birkaç ay sonra, binanın dış duvarları ve giriş kemeri ayakta kalmasına rağmen, militanların  Bel Tapınağının iç odasının kalıntılarını yıkmadan önce Baalshamin Tapınağının kalıntılarını tahrip ettikleri bildirildi. IŞİD birden fazla mezarın kalıntılarını yok ettiği gibi Tetrapylon’un bazı kısımlarını ve şehrin antik tiyatrosunu da yıktı.

Dikkatinizi Çekebilir;  Tarihteki Büyük Depremler Nerede Oldu? 🌊

Antropoloji ve Tarih İçin Önemli Tarihi Hazinelerden Biri: Pekin Adamı

Homo erectus pekinensis adlı bir hominid türünden bir dizi fosil, 1920’lerde ve 1930’larda Çin’deki Zhoukoudian Mağarası’nda kazılmıştır. Yaklaşık yarım milyon yıl öncesine dayanıyordu. 1937 yılında Japon birlikleri Çin’i işgal etti. 1941’de fosiller, Amerika Birleşik Devletleri’nde güvenli bir yere gönderilmek üzere kasalara yerleştirildi. Bundan sonra ne olduğu belli değil, ancak birçok bilim adamı fosillerin Amerika’ya giderken kaybolduğuna inanıyor. Fosillerin kaybolmasına rağmen Pekin Adamı ile ilgili araştırmalar devam ediyor. Son zamanlarda Zhoukoudian Mağarası’nda yeni bir dizi kazı gerçekleştirildi. Bu kazı Pekin Adamı’nın soğuk havalarda koruma sağlayan ateş, ahşap kalıp ve mızrak kullanabildiğini ortaya çıkardı. Ayrıca, Pekin Adamı tasarım kıyafetler giyiyordu. Pekin Adamının özellikle kıyafetleri ve ateş etme becerileri önemliydi. Yapılan araştırmalar Pekin Adamı’nın Çin’e 780.000 yıl önce, Çin’in ikliminin daha soğuk dönemlerde gelmiş olabileceğini gösteriyor.

Tenere Ağacı: Botanik Yönünden Önemli Bir Tarihi Hazineler

Tenere ağacı botanik tarihi açısından büyük önem taşıyor Nijer’de Sahra Çölü’nün Tenere bölgesinde bulunan Tenere ağacı yok edilmeden önce izole bir akasya ağacıydı. Ağaç, yüzlerce mil boyunca büyüyen tek ağaçtı ve muhtemelen dünyadaki en izole ağaçtı. Ağacın benzersizliği, onu çorak arazide gezinen insanlar için bir dönüm noktası haline getirdi. Ağacın kökleri toprağın taban suyuna kadar uzanıyordu. Ağacın yaşı bilinmese de, araştırmacılar Tenere bölgesinin daha nemli bir zamanda büyümeye başladığını varsayıyor. Ağaç 1973 yılında bir aracın çarpması yüzünden kurudu. Raporlar, sürücünün sarhoş olduğunu öne sürüyor, ancak bu iddia doğrulanamamıştır. Bugün, ağacın bir zamanlar büyüdüğü yerde ağacın metal bir heykeli duruyor.

Tenere Ağacı
Tenere Ağacı – Sahra Çölü

Afganistan’ın Kaybolan Tarihi Hazineleri: Bamiyan Budaları

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Bamiyan Budaları 1500 yıldan fazla bir süredir Bamiyan Vadisi’nde bulunuyordu. Bu iki dev Buda heykeli 180 feet (55 metre) ve 125 feet (38 m) yüksekliğindeydi. Bamiyan Budaları vadinin etekleri yer alan ve 3. Yüzyıldan 5. Yüzyıla kadar uzanan büyük bir Budist manastırları, şapelleri ve tapınakları topluluğunun parçasıydı. Bamiyan Budaları 2001 yılının Mart ayında o zamanlar Afganistan’ın büyük bölümünü kontrol eden Taliban tarafından dinamitlendi ve yok edildi. Taliban 2001 yılı sonunda bölgeden çıkarıldı ve arkeoloji ekipleri heykellerinin tahrip edilmemiş kısımlarını gün yüzüne çıkarmayı başardı. Nişlerdeki heykellerin görüntüsünü yeniden oluşturmak için ışık projeksiyon sistemi kullanılmıştır.

Tarihi Hazineler: Mar Behnam Manastırı

Dünyanın kaybettiği tarihi hazineler arasında Mar Behnam Manastırı da bulunuyor. Mar Behnam Manastırı, Irak’ta Musul şehri yakınlarında bulunur ve inşa edildiği tarih MS 6. yüzyıla kadar uzanır. 2014 yılında ISIS tarafından tahrip edilen Hıristiyan Manastırı, 1.500 yıldan fazla bir geçmişi olan mimari ve yazıtlar içeriyordu. IŞİD manastırı yıkmadan önceki yıllarda Amir Harrak, Mar Benham Manastırı’nın içindeki yazıtları ve mimarisini belgeledi. Toronto Üniversitesi’nde Yakın ve Orta Doğu Medeniyetleri uzmanı olan Prof. Harrak araştırmalarının fotoğraflarını ve kayıtlarını dijitalleştirmek üzere çalışıyor.

Amber Oda: Kaybedilmiş Tarihi Hazine

Amber Oda, St. Petersburg, Rusya yakınlarındaki Tsarskoye Selo’da Catherine Sarayı’nda bulunuyordu. 18. Yüzyılda inşa edilen oda, mozaikler, değerli taşlar, aynalar, altınla yaldızlanmış oymalar ve yaklaşık 450 kg kehribardan yapılmış paneller içeriyordu. Odanın süslerle bezenmiş dekorasyonunu ve güzelliğini kelimelerle tarif etmek zordur. Tsarskoe Selo, Rusya’nın işgali sırasında 1941’de Almanya tarafından ele geçirildi. Amber oda, Alman kuvvetleri tarafından parçalara ayrıldı ve Almanya’ya taşındı. Arkeologlar ve tarihçiler nerede olduğu konusunda birçok teori öne sürmüş olsalar da, parçalara ayrılmış olan Amber Oda’nın yeri hla bilinmiyor.

Frauenkirche Dresden: Almanya’da Yok Edilen Tarihi Hazine

Dresden’de 18. Yüzyılda Barok tarzda şahane bir katedral inşa edildi. Mimar Georg Bahr tarafından tasarlanan katedralin kubbesi 12.000 ton ağırlığındaydı. Katedralde çalışmalar 1722’de başladı ve tamamlanması onlarca yıl sürdü; kubbenin tam ağırlığının dengelenmesi zor oldu. 13-14 Şubat 1945 gecesi müttefik bombardıman uçakları tarafından Alman askeri birimlerini, tesislerini, fabrikalarını ve işçi evlerini yıkmak amacıyla Dresden şehrini bombaladılar. Bu olay sırasında Frauenkirche Katedrali’nin ahşap sıraları ve galerileri yangında yandı ve katedral aşırı sıcağa maruz kaldı. İki gün içinde Fraunkirche Katedrali çöktü.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin