Edvard Munch Çığlık Tablosu
Edvard Munch Çığlık tablosu, 1893 yılına ait bir tablodur. Çığlık tablosu, sanat tarihinin en popüler eserlerinden biri olup, içinde yaşadığımız zamanın tanınmış simgelerinden biri haline gelmiştir.
Tablodaki bulunan figür, bir çok farklı alanda kullanıldı, siyasi afişlerden tutunda korku filmlerine kadar bir çok farklı alanlarda karşımıza çıktı. Çığlık tablosu, hem basit hemde karmaşıktır. Karmaşık çünkü, çok farklı şekilde yorumlanabilmektedir.
Norveçli ressam Edvard Munch, tarafından yapılan 1893 yılına ait bir eserdir. Sanat tarihinde tablonun orjinal adı, Skrik ve boğuntu anlamını taşımaktadır. Bir çok uzmana göre, bu eser sanatçının en önemli çalışmasıdır.
Tabloya, göz gezdirdiğimizde ise çığlık atan, ne kadına ne de bir erkeğe benzetilememesi dikkat çeken ilk detaydır. Çünkü çığlık atan kişi, ne erkek ne kadın sadece bir insandır ve tüm insanlığı temsil etmektedir. Yüzündeki, ifadeler ise korku ve şaşkınlık olarak dikkat çekmektedir.
Gözlerinin normalden büyük olması, adeta kan donduran bir çığlık olduğu anlamını çıkarmamıza neden olacaktır. Gökyüzü renginin kırmızı, turuncu ve sarı renkler kullanılarak belirtilmesi ise bize alevi andırmaktadır. Edvard Munch Çığlık tablosu her yönü ile bizlere insan psikolojisin dışa vurumunu yansıtmaktadır.
Edvard Munch Hayatı (1863-1944)
Edvard Munch, 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarına damgasını vurmuş en önemli figüratif ressamlardan birisi olarak kabul edilmektedir. Aşağıda ise Edvard Munch’un hayatı hakkında daha detaylı bir bilgileri sizlerle paylaştık:
Edvard Munch, 12 Aralık 1863’te Loten, Norveç’te dünyaya geldi. Annesinin ve babasının meslekleri doktorluktu, fakat babası çok geçmeden aileye bakma özelliğini kaybetti. Annesi ve en büyük kız kardeşi tüberküloz hastalığından hayatını kaybettiğinde, Edvard Munch henüz çocuk sayılabilecek yaştaydı. Bu trajik yaşanmışlıklar, Munch’un sunduğu eserlerde ölüm, hastalık ve ruhsal sorunlar gibi temaların belirgin bir şekilde olmasına sebep oldu.
Sanatçının, sanatsal kariyerinin başlangıcı ressam ve dekoratör Christian Krohg’un rehberliğinde başladı. Krohg, genç Munch’a emekçi sınıfının gerçekliğini yansıtmak için sanatı nasıl kullanavağını öğretti. Bu dersler, Munch’un sonraki çalışmalarının temelini oluşturmuş oldu.
Munch, Fauvist ve dışavurumcu sanat akımlarının önemli bir öncüsü olarak görülmekteydi. Edvard Munch Çığlık eseri(1893) en tanınmış eseri oldu. Ve genellikle dışavurumculuğun başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Eserlerinde genellikle endişe, yalnızlık ve ölüm gibi duygusal ve psikolojik durumları resmetmiştir.
Edvard Munch, daha sonraki yıllarda ise hayatında alkol bağımlılığı ve psikolojik sorunlarla mücadele etmiştir. 1908’de sinir krizi geçirdi ve bir süreliğine hastanede tedavi gördü. Bu deneyimler, onun sanatını ve yaşamını kalıcı olarak derinden etkiledi. Munch, daha sonraki yaşam sürecinde daha durgun bir yaşam tarzı benimsedi ve 1944 yılında Oslo, Norveç’te hayatını kaybetti.
Munch’un sanat eserleri, insan deneyiminin daha karanlık taraflarını araştırma konusunda çok cesurdu. Ayrıca renk, kompozisyon ve malzemelerle deneysel ve araştırmacıydı. Bu yönleriyle Munch, modern sanatın gelişimine çok önemli katkılar sunmuş oldu.
