İnsanlık, tarihinin en zor yılları
İnsanlık, tarihinin en zor yılları

İnsanlık Tarihinin En Zor Yılları

2020 yılının sonlarına nihayet gelmekle birlikte bu yılın, bizim için çok zor ve olaylı geçmesindendir ki oldukça rahatsız ve huzursuz hissediyoruz. Ancak, 14. Yüzyıl civarlarında ‘’Kara Ölüm’’ Avrupa nüfusunun yarısını yok etti. 1520 yılında çiçek hastalığı Amerika’da bulunan insanların %60-%90 oranında hayatlarını kaybetmesine sebep oldu. 1918 yılında, İspanyol Gribi olarak adlandırılan hastalık 50 milyondan fazla insanı öldürdü. Fakat, bunlardan daha kötü bir zaman olarak bilinen ve tarihçilerin de bu noktada hemfikir olduğu M.S 536 yılı insanlık tarihinin en zor yılları olarak kabul edilmiştir. Michael McCormick adında, Orta Çağ araştırmacısı olarak bilinen bilim adamı, 536 yılına yaşanmış olan en kötü yıl dedi. Bunun sebebi, bir volkanik patlamadan kaynaklanan hem Avrupa hem de Çin’deki sıcakların düşmesine yol açan olağanüstü hava olaylarıydı. Aynı zamanda, 536 yılında 1 yıldan uzun bir süre kıtlık yaşandı. ‘’Gizemli bir sis’’ olayı dahil olmak üzere, pek çok olumsuzluk kayıt altına alındı. Bunların sebebinin volkanik patlamadan kaynaklandığı, öne sürüldü.

Tarihçilerin de bu noktada hemfikir olduğu M.S 536 yılı insanlık tarihinin en zor yılları olarak kabul edilmiştir.
Tarihçilerin de bu noktada hemfikir olduğu M.S 536 yılı insanlık tarihinin en zor yılları olarak kabul edilmiştir.

İnsanlık tarihinin en zor yılları olarak bilinen, M.S 536 yılında gizemli bir sis bulutu Asya, Orta Doğu ve Avrupa’nın bazı bölgelerini kaplamasıyla, dünyanın birçok kısmı bir yıldan fazla süreyle karanlığa büründü. Sis, gün içinde Güneş’i bloke ederek sıcaklıkların düşmesine, mahsullerin bozulmasına ve insanların ölmesine neden oldu. Bunun gerçek Karanlık Çağ olduğunu söyleyebiliriz.


Araştımacıların Analizleri

Bu yıllarda araştırmacılar, bu tarihin neden yaşandığını bulmak istediler ve araştırmacılar bu sisin ana kaynaklarından birini keşfettiler. Ekip Antik Çağ’da 536’nın başlarında İzlanda’da meydana gelen, bir volkanik patlamanın küllerinin Kuzey Yarımküre ‘ye bir sis oluşturduğunu bildirdi. Birçok özelliği ile 1815 yılında, kayıtlara en ölümcül volkanik patlama olarak geçen Tambura Dağı patlamasına benzetildi. Bu özellikler arasında, küresel iklim modellerini değiştirecek kadar büyük olması ve yıllarca kıtlığa yol açması bulunuyordu. Peki, karanlığın ilk 18 ayı tam olarak neye benziyordu? Örneğin; Bizans tarihçisi, Procopius bu süreç hakkında tüm yıl boyunca “Güneşin tüm yıl boyunca ay gibi parlak olmadan ışığını verdiğini” yazmıştır.

1815 yılında, kayıtlara en ölümcül volkanik patlama olarak geçen Tambura Dağı
1815 yılında, kayıtlara en ölümcül volkanik patlama olarak geçen Tambura Dağı

Ayrıca, güneşin sürekli tutulmakta olduğunu da belirtmiştir. Bu süre zarfında, “erkekler ne savaştan ne salgın hastalıktan ne de ölüme götüren başka bir şeyden kurtulmuştu.’’ Şeklinde de ekleme yapmıştır. Harvard Üniversitesi’nde tarih profesörü ve Antiquity gazetesinin yazarlarından Michael McCormick, bu tür hesapların 1990’lara kadar çok ciddiye alınmadığını söylüyor. Bu yıllarda araştırmacılar, İrlanda’da ki ağaç halkalarını incelediler ve 536 yılında bir gariplik olduğunu keşfettiler. Bu garipliğin sebebi; Avrupa’da ve Asya’da yazların sıcaklığının ortalamasında neredeyse 1,5 ve 2,5 derece arasında düşmesiydi. McCormick bu değişimin, oldukça sert bir değişiklik olduğunu ve yalnızca bir gecede gerçekleştiğini söylemiştir.

Romalı bir politikacı olan Cassiodorus’un, “Öğlen vücudumuzun gölgesini görmemize hayret ediyoruz “cümlesi kaynaklarda bulunmaktadır. Ayrıca güneşin “mavimsi” bir renge sahip olduğunu, ayın parlaklığını kaybettiğini ve “mevsimlerin birbirine karıştığını” yazmıştır. Bunun sonucunda bu dehşet verici yıllara neden insanlık tarihinin en zor yılları dendiğini daha net bir şekilde anlamaktayız.


536 Yılının Etkileri Bakımından Bilim Adamlarının Görüşleri

536 patlamasının etkileri, 540 ve 547’deki patlamalarla birleşti ve Kuzey Yarım Küre’nin iyileşmesi uzun zaman aldı. Ayrıca araştırmacı McCormick insanlık tarihinin en zor yılları olan 536 yılında yaşanan yanardağ patlamasının başlangıcından sonra bunun etkilerinin, Avrupa’da yaklaşık 660 yılına kadar sürdüğü tespit edilmiştir. Bu yıkım aynı zamanda, Orta Asya’da 680 yılına kadar devam etti. Bu soğuk ve açlıkla geçen dönem, Avrupa’da ilk veba patlak verdiğinde 541’de yoğunlaşan ekonomik durgunluğa neden oldu. Veba, Bizans İmparatorluğu’nda ve Doğu Roma İmparatorluğu’nda nüfusun minimum üçte birinin ölümüyle sonuçlandı. Maine Üniversitesi’nden, Dünya ve iklim bilimleri profesörü ve Antik Çağ makalesinin başka bir ortak yazarı olan Andrei Kurbatov, 536 yılına katkıda bulunan keşfedilmemiş başka volkanik patlamalar olabileceğini söylüyor.

Dikkatinizi Çekebilir;  Lozan Antlaşması Maddeleri Nelerdir?
Araştırmacı McCormick insanlık tarihinin en zor yılları olan 536 yılında yaşanan yanardağ patlamasının başlangıcından sonra bunun etkilerinin, Avrupa’da yaklaşık 660 yılına kadar sürdüğü tespit edilmiştir.
Araştırmacı McCormick, insanlık tarihinin en zor yılları olan 536 yılında yaşanan yanardağ patlamasının, başlangıcından sonra bunun etkilerinin, Avrupa’da yaklaşık 660 yılına kadar sürdüğü tespit edilmiştir.

Bununla birlikte, 536 yılında yaşayan insanların kendi gölgelerini öğle saatlerinde bile görememelerinin nedenlerinden en az birini biliyoruz. 18 ay boyunca devam eden, karanlığın sebebinin gizemli bir sis olduğu düşünülüyordu. Bizans tarihçisi, Procopius’un “güneş, ay gibi, bütün yıl boyunca ışığını parlatmadan verdi” sözü kaynaklara geçmiştir. 536 yazında, sıcaklıklar 1,5 ° C’den 2,5 ° C’ye düşerek son 2300 yılın en soğuk on yılı başladı. Ve bu yıllar, insanlık tarihinin en zor yılları oldu. O yaz Çin’de kar yağdı; ürünlerin hasatlarında sıkıntılar oldu, insanlar açlıktan öldü. İrlanda kronikleri “536-539 yıllarında bir ekin kıtlığını kaydetti. Sonra 541’de yaşanan veba, Mısır’daki Roma limanı Pelusium’u vurdu. McCormick, Jüstinyen Vebası olarak adlandırılan şeyin, hızla yayıldığını, Doğu Roma İmparatorluğu nüfusunun üçte biri ile yarısını yok ettiğini ve çöküşünü hızlandırdığını söylüyor.


Karanlık Çağlar

Tarihçiler, altıncı yüzyılın ortalarının Karanlık Çağlar olarak, adlandırılan bir zaman olduğunu biliyorlardı. Ancak, gizemli bulutların kaynağı, uzun zaman süren bir bilmece oldu. Şimdi, Orono’daki Maine Üniversitesi İklim Değişikliği Enstitüsü’nde (UM) McCormick ve buzul bilimci Paul Mayewski liderliğindeki bir ekip tarafından, bir İsviçre buzulundan alınan buzun ultra kesin analizi yapıldı. Bu hafta Harvard’daki bir ekip, İzlanda’daki felaketli bir volkanik patlamanın, 536’nın başlarında Kuzey Yarımküre boyunca kül püskürttüğünü bildirdi. 540 ve 547’de bunu diğer iki büyük patlama takip etti. Oklahoma Üniversitesi’nde (Norman’da) Orta Çağ ve Roma tarihçisi olan Kyle Harper adındaki öğretim görevlisi bir açıklamada bulundu. Bu açıklamada yıllar boyunca varlığını koruyup günümüze buzullar aracılığıyla gelen kalıntıların birçok hususu aydınlattığı belirtildi.

Tarihçiler, altıncı yüzyılın ortalarını Karanlık Çağlar olarak, adlandırdılar.
Tarihçiler, altıncı yüzyılın ortalarını Karanlık Çağlar olarak, adlandırdılar.

Üç yıl önce, Grönland ve Antarktika’dan gelen, kutup buzulları bir ipucu verdi. Bir yanardağ patladığında, kükürt, bizmut ve diğer maddeleri atmosfere püskürtmekte ve burada, güneşin ışığını tekrar uzaya yansıtan ve gezegeni soğutan bir aerosol perde oluşturmaktadırlar. Tüm bunlar, birer kimyasal iz olarak nitelendirilmektedir.

Bern Üniversitesi Kayıtları

Şu anda, Bern Üniversitesi’nden Michael Sigl liderliğindeki bir ekip, bu kimyasal izlerin buz kayıtlarını iklimin ağaç halkası kayıtlarıyla eşleştirdi. Bununla birlikte, son 2500 yılda neredeyse her olağandışı soğuk yaz mevsiminin öncesinde, bir volkanik patlama olduğunu buldu. Ekibin önerdiği gibi, Kuzey Amerika’da, 535’in sonlarında veya 536’nın başlarında büyük bir patlama göze çarpıyordu. Ve bu insanlık tarihinin en zor yılları olmuştu; diğeri 540’ta bu zor yılları takip etti. Sigl’ın ekibi, çifte darbenin uzun süren karanlık ve soğuğu açıkladığı sonucuna vardı. Mayewski ve ekibi, 2013 yılında İsviçre Alpleri’ndeki Colle Gnifetti Buzulu’nda açılan, bir buz çekirdeğinde aynı patlamaları aramaya karar verdi. 72 metre uzunluğundaki çekirdek, yanardağlardan, Sahra’daki toz fırtınalarından ve insan faaliyetlerinden kaynaklanan 2000 yılı aşkın serpintiyi Avrupa’nın merkezine gömdü. İnsanlık tarihinin en zor yılları olarak nitelendirilen bu hususta, 536 yılının ne denli problemlere sebep olduğu, tüm bu araştırmalar sonucunda anlaşılmış oldu.


Kaynakça;

  • https:/www.history.com/news/536-volcanic-eruption-fog-eclipse-worst-year
  • https:/www.sciencemag.org/news/2018/11/why-536-was-worst-year-be-alive

1 YORUM

  1. Büyük bir göktaşı da aynı etkiyi yapmış olabilir. Zira göktaşının düşmesi büyük bir toz bulutu oluşturup güneş ışınlarını kesme ihtimali hiç yabana atılır bir durum değildir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin