Mescid'i Aksa Kutsal alanında yer alan Kubbetü's-sahre
Mescid'i Aksa Kutsal alanında yer alan Kubbetü's-sahre

Kubbetü’s-Sahre Özellikleri Nelerdir?

Kudüs, tarih boyunca Yahudilik, Hristiyanlık ve İslâm dini için önemli bir yer olmuştur. Kudüs’te 144 dönümlük bir arazide Mescid-i Aksa ( uzak mescit) kutsal alanı içerisinde yer alan Kubbetü’s-Sahre, bu üç din için de kutsal bir alan olarak kabul edilmektedir. çünkü, Yahudi inanışına göre; Avraham ( İbrahim) oğlu İshak’ı Tanrı’ya kurban etmek için bu kayanın olduğu yere getirmiştir. Nuh’un gemisinin burada karaya oturduğuna, yine buranın Süleyman mabedinin Kudsü’l-Akdes bölümünü oluşturduğuna inanılmaktadır. Hristiyan inanışında Hz. İsa, bu kayanın olduğu tepede çarmıha gerilmiştir. İslam peygamberi Hz. Muhammed ise, bu kaya üzerinde Mirac’a yükselmiştir. Hz. Muhammed’in halifesi Hz. Ömer’in H.637′ de Kudüs’ü fethettikten sonra kutsal kayanın bulunduğu alanı bulup burada bir mescit yaptırması da İslam dünyası için önem taşımaktadır.

Tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış bu alanda daha önce Süleyman mabedinin yer aldığı kutsal kayanın üzerine bir yapı Emeviler döneminde Halife Abdülmelik Bin Mervan tarafından 685-691’de inşa edilmiştir. Yapının inşasında Hristiyan ustalar çalışmış olsa da yapıdan sorumlu kişiler Abdülmelik Bin Mervan’ın danışmanı olan Recâ Bin Hayye ve Kudüslü Yezid Bin Selam’dır. Kubbetü’s-Sahre’nın inşa tarihinin İslam dünyasında çeşitli karışıklıkların olduğu bir döneme denk gelmesi, yapının siyası bir amaç için inşa edildiği yönünde görüşlerin ortaya atılmasına sebep olmuştur. İslam sanatı üzerine araştırmalar yapan Oleg Grabar, İslam dininde kutsallığı kabul edilen kaya alanının Hac için Mekke ve Medine’ye gitmeye maddi gücü yetmeyen Şam halkı tarafından yine hac mevsiminde ziyaret edilen bir yer olduğunu ifade eder.

Mescid'i Aksa Kutsal alanında yer alan Kubbetü's-sahre
Mescid’i Aksa Kutsal alanında yer alan Kubbetü’s-sahre

Abdülemelik Bin Mervan‘ın ise bu kutsal kaya üzerine kubbeli bir yapı inşa ederek insanları Kudüs’ü ziyarete teşvik ettiği düşünülmektedir. Kubbetü’s-Sahre’nin hemen yakınında günümüzdeki camilerin avlusunda yer alan ve dışarıya kemerlerle açılan şadırvanları anımsatan kubbeli bir yapı dikkat çekmektedir. Kubbetü’s- Silsile ( zincir kubbesi) adı verilen bu yapının Abdülmelik bin Mervan’ın Kubbetü’s-Sahre‘nin inşasına örnek oluşturması için yapıldığı rivayet edilmektedir. özellikle Emevi halifesi Süleyman bin Abdülmelik’in bu kubbenin altında oturduğuna dair rivayet, yapının dışarıda vakit geçirmek için inşa edildiğini düşündürmektedir.


Kubbetü’s-Silsile-Kubbetü’s-Sahre

Mimari Özellikleri

Kubbetü’s-Sahre, dıştan sekizgen planlı, içten ise merkezi daire planlı ve kubbelidir. kutsal kayanın üzerini örten yak. 20.44 m çapındaki kubbeli birimin etrafı çift koridorlu ( galerili) olarak düzenlenmiştir. ilk galeri dört ayak ve 12 sütun üzerindeki devşirme başlıklara oturan kemerlerle; ikinci galeri ise, 8 büyük ayak, 16 sütun üzerindeki başlıklara oturan 25 kemerlerle oluşturulmuştur. ikinci koridorun üzeri sundurma bir çatı ile örtülmüştür. Merkezi kubbenin kasnağında 16 adet pencere yer almaktadır. İçeriye giriş, kuzey, güney, doğu ve batı cephede yer alan dört açıklıktan sağlanmaktadır. Kapıların, Abbasi halifesi Muktedir Billah’ın annesi Şağab Hatun tarafından Kubbetü’s Sahre’ye hediye edildiği bilinmektedir.

Yapı, merkezi daire planlı ve çevre koridorlu sekizgen kuruluşuyla, Suriye’nin Rotond planlı erken Hristiyan kiliselerine benzemektedir. Kudüs’ün özellikle Hristiyanlardan alınması, baninin kentte eski Hristiyan kilise planını uygulayan yerli sanatçılardan yararlanmış olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra Kubbetüs’s-Sahre‘nin dekorasyonunda görülen ihtişam, baninin bölgedeki kiliseleri gölgede bırakma amacını taşıdığını düşündürmektedir.


Kubbetü’s-Sahre – Mimari Özellikleri

Kubbetü’s-Sahre Süsleme Özellikleri

Yapının içten ahşap olan kubbesi, dıştan kurşun ile kaplanmıştır. kubbe, günümüzde altın görünümü verilen bakır levhalar ile kaplıdır. kubbe iç yüzeyi inşa edildiği dönemde altın ile kaplanmıştır. ancak Abbasiler döneminde bu altın kaplama kaldırılmış olup daha sonra altın görünümlü malzemeler ile süslenmiştir.

Kubbenin iç yüzeyi günümüzdeki görünümüne, Eyyubiler Döneminde kavuşmuştur. Selahaddin Eyyubi tarafından , lacivert zemin üzerine altın yaldızla madalyonlar şeklinde bir düzenleme yaptırılmıştır. ayrıca kubbe kasnağında ise Kur’an’da Tâ-hâ Suresinin ilk 21 ayeti yeşil renk zemin üzerine yine altın renklerle yazılmıştır. yapının önemli süsleme unsurlarından biri de mozaiklerdir. özellikle kubbe kasnağında vazolardan çıkan bitki dalları, nar, zeytin, hurma gibi meyveler cennet imgesi olarak görülmektedir. Bitkisel kompozisyonlar Helenistik geleneğin yansımaları olarak da düşünülmektedir. Yapıda, en çok kullanılan malzemelerden biri de mermerdir. yapının sekizgen gövdesi dışarıda alt sıra pencere hizasına kadar mermerdendir. yine yapının içinde çeşitli yerlerde mermer kullanımı söz konusudur.

Dikkatinizi Çekebilir;  Anadolu ve Mezopotamya Uygarlıkları

Kubbetü’s-Sahre Süsleme Özellikleri

Sekizgenin dış yüzü renkli taş mozaiklerle süslü olup özellikle 16. yüz yılda Kanuni Sultan Süleyman döneminde saraydan ( İstanbul) gönderilen çiniler ile de süslenmiştir. Dışarıda kubbe kasnağında yazı, İsra Suresinden ayetler ile başlayıp H. 952/M. 1545 tarihiyle sonlanmaktadır. Sekizgenin güney köşesinden itibaren ihlas suresi ile başlayıp, Ahsab Suresi 33/56, İsra suresi 17/111, Tegâbün 64/1, Hadid, 57/2, Nisa 4/171-172, Meryem, 19/34-36 ve Al-i İmrân 3/18-19 ile sonlanmaktadır. küçük kare karoların birleştirilmesiyle oluşturulmuş yazı mavi zemin üzerine beyaz renkte sülüs hat ile yazılmıştır.

Kubbetü’s-Sahre Süsleme Özellikleri

Yapının Geçirdiği değişim ve Onarımlar

Abbasi Halifesi Me’mun ( 813-833), kubbede yer alan Abdülmelik b. Mervân’ın isminin geçtiği kitabedeki ifadeyi kaldırtıp yerine kendi ismini yazdırmıştır. Fatımilerin Kudüs’teki hakimiyetleri sırasında 1015 yılında Kudüs’te meydana gelen depremde Kubbetü’s-Sahre‘nin kubbesinin çöktüğü bilinmektedir. Halife Ez- Zahir bin Hâkim’in yapıyı tamir ettirdiği belirtilmektedir. halife, yapının içine Tevbe suresinin 18. ayeti ile başlayan ve ona dualar içeren yazı ile sonlanan bir de kitabe koydurmuştur. Kubbetü’s-Sahre, 1099 yılında Haçlıların Kudüs’ü kuşatıp ele geçirdikleri sırada kiliseye çevrilmiştir. ayrıca, kutsal kayanın altında yer alana mağaraya ikonlar yerleştirmişler, kubbenin üstünde yer alan alem indirip yerine haç takılmıştır. 1187 yılında Selahaddin Eyyubi, Kudüs’ü fethederek Kubbetü’s-Sahre’yi kilise kimliğinden ve işlevinden arındırmıştır. Yukarıda da bahsedildiği üzere içeride kubbe kasnağındaki yazı bu dönemde oluşturulmuştur. Melikü’l-Aziz Osman, kutsal kayanın etrafına ahşap bir korkuluk yaptırmıştır.

Memluk sultanı el-Melikü’z- Zahir Sultan Baybars, M. 1261’de yapının onarımı için Şam’dan usta ve malzeme göndermiş, kirişler yenilenmiş, kubbede altın yaldızlarla süsleme yapılmıştır. Osmanlı döneminde özellikle Kanuni Sultan Süleyman tarafından ( 16. yüz yıl) yapının dış cephesi çini plakalardan oluşan yazı şeritleriyle süslenmiştir.


Kubbetü’s-Sahre – Yasin Suresi’nin Yazdığı Alan

Sekizgenin güneydoğu cephesinde Yasin suresinin yazılı olduğu alanda çini üzerinde bu yazıyı yazan hattatın ismi Seyyid Muhammed Şefîk olarak okunmakta olup H.1292/M. 1875 tarihi kaydedilmiştir. Bu da Sultan Abdülaziz dönemindeki bir onarıma işaret etmektedir. Zamanla düşen veya kaybolan çinilerin yerlerine Kütahya’dan getirilen çinilerin yerleştirildiği belirtilmektedir. Yapının kuzey girişinde H. 959/M. 1551 tarihli ve Abdullah et- Tebrizi imzalı pano yazı, 1958-1964 yılında onarım görmüştür. Sultan II. Abdülhamid’in yapının zeminine değerli İran halıları döşettiği, ortaya kristal avize bir avize astırdığı ve eskiyen çinileri yenilettirdiği bilinmektedir.

Sahre taşının yer aldığı alanın üç büyük dinin inananları için kutsallığından dolayı alan çok sayıda insan tarafından ziyaret edilmektedir. böylece bu kayanın üzerinde yer alan Kubbeli yapı, mimarisi ve görkemli süslemeleriyle ziyaretçileri büyülemeye devam etmektedir.


Esra DURMUŞ- Sanat Tarihi Uzmanı


Kaynakça:

  • Adnan Turani, Dünya Sanat Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul 2010, s. 257-258
  • Nebi Bozkurt, Kubbetü’s-Sahre, T.D.V.İ.A., c. 26, Ankara 2002.
  • Oleg Grabar, İslam Sanatının Oluşumu, (çev. Nuran Yavuz), Kanat Kitabevi, İstanbul 2004.
  • Suut Kemal Yetkin, İslam Ülkelerinde Sanat, Cem Yayınevi, İstanbul 1994, s. 24.
  • Zeynep Arpacık, Kubbetü’s-Sahra Kuruluşundan Osmanlı Dönemine Kadar, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı İslam Tarihi Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2019.
  • İbrahim M. I. Ramadan, Kubbetü’s-Sahra’nın Çini süslemeleri, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat tarihi Anabilim Dalı, Türk İslam Sanatları Programı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2019.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin