Kanun-i Esasi
Kanun-i Esasi

Kanun-i Esasi Nedir?

     Kanun-i Esasi 1876 yılında çıkarılan, Osmanlı Devleti’nin ilk anayasasıdır. 1876 ila 1909 yılları arasında hükümdar olan Sultan II. Abdülhamid döneminde Genç Osmanlı üyeleri tarafından yazılmıştır. Yazımında özellikle, Mithat Paşa’nın büyük katkıları olduğu söylenilebilir.

     Birinci Meşrutiyet olarak bilinen dönemde, yalnızca iki yıl süreyle yürürlükte kalmıştır. 1908 Jön Türk Devrimi’nden sonra, milletvekilleri meclisine daha fazla yetki devretmek için değiştirilerek yeniden yürürlüğe girmiştir. Bu vesileyle, başlı başına Kanun-i Esasi, İkinci Meşrutiyet Dönemi olarak bilinen dönemi başlatmıştır. Çıkarıldığı dönemde, Avrupa’nın başarısının sırrında sadece teknik alanların değil, siyasi örgütlenmelerin de etki yarattığı sonucuna varılmıştı. Reform süreci, anayasal hükümetin otokrasi üzerinde arzu edilen bir denetim olacağını; Ve Osmanlı seçkinlerine politikayı etkilemek için daha iyi bir fırsat sağlayacağı inancını aşılamıştı.

 Kanun-i Esasi 1876 yılında çıkarılan, Osmanlı Devleti’nin ilk anayasasıdır.
Kanun-i Esasi 1876 yılında çıkarılan, Osmanlı Devleti’nin ilk anayasasıdır.

     Sultan Abdülaziz’in kaotik yönetimi, 1876’da tahttan indirilmesine ve öldürülmesine yol açtı. Sultan Abdülaziz, Osmanlı’nın tahttan indirilip öldürülen son padişahıydı. Birkaç sıkıntılı ayın ardından, yeni padişah II. Abdülhamid, hükümdar olduğunda onaylamayı taahhüt ettiği bir Osmanlı anayasasını ilan etti.

Kanun-i Esasi’nin Altyapısı

     Kanun-i Esasi ortaya çıkarken, Tanzimat döneminde 1839’da bir dizi reformun ilan edilmesinin etkili olduğu söylenebilir. Tanzimat döneminin amacı, Osmanlı Devleti’ni Batılılaşma amacı altında ıslah etmekti. Reformlar bağlamında, Osmanlı İmparatorluğu’nun Batılı eğitimli Ermenileri 1863 yılında Ermeni Ulusal Anayasasını hazırladılar. Kanun-i Esasi, Ermeni Milli Anayasası ve yazarlarının doğrudan etkisi altındaydı. 1876 Osmanlı Anayasası, Mithat Paşa’nın danışmanı olan Batı eğitimli Osmanlı Ermenisi Krikor Odian tarafından hazırlandı.

     İmparatorluk içinde, reform girişimleri uzun zamandır yapılmıştı. Sultan III. Selim döneminde, gerçek bir reform vizyonu vardı. Selim, ordunun savaşta etkin bir şekilde görev yapamaması durumunu çözmeye çalıştı. Savaşmanın temellerinin dahi eksik olduğu ve askeri liderlerin komuta etme yeteneğinden yoksunluğu çıkarımlarına varmıştı. Bu sorunları, çözme çabaları Yeniçeriler tarafından öldürülmesine yol açtı. İsyan, kısa sürede II.Mahmut’un padişah olmasına neden oldu. Mahmut, yeniçerileri bir engel olarak kaldırarak yeniçerilere karşı sağlam bir tavır aldığı için “ilk gerçek Osmanlı reformcusu” olarak kabul edildi. Bu, 1839’dan 1876’ya kadar süren Tanzimat dönemi olarak bilinen dönemi başlattı.

İlk Anayasa Kanun-i Esasi

     Hemen ardından, Osmanlı’nın ilk anayasası Kanun-i Esasi maddelerini beraberinde getirecek Tanzimat Dönemi, iktidarı padişahtan bir Parlamento liderliğindeki yeni kurulan hükümete dağıtmaya yönelik bir reform çabası olarak tanımlandı. Tanzimat Devri’nin amacı reform olsa da esas olarak iktidarı Sultan’dan parlamentoya yönlendirmekti. Tanzimat döneminin ilk eylemi Sultan I. Abdülmecid’in Gülhane Fermanı’nı yayınlamasıydı.

Kanun-i Esasi, Osmanlı'nın İlk anayasası olma özelliğine sahiptir.
Kanun-i Esasi, Osmanlı’nın İlk anayasası olma özelliğine sahiptir.

Bu belge veya açıklama, liberal devlet adamlarının bir gerçeklik haline gelmek istedikleri ilkeleri ifade ediyordu. Tanzimat Dönemi’nde siyasiler, imparatorluğun tamamen yıkılmasına engel olmak istiyorlardı. Bu süre zarfında I. Abdülmecid, I. Abdülaziz ve V. Murat padişah oldu. Padişahların yanı sıra Tanzimat döneminde Avrupa’da en çok saygı gören Osmanlı devlet adamı Mithat Paşa idi. Mithat Paşa kendi deyimiyle, “ne Müslüman ne de gayrimüslimin olacağı, sadece Osmanlıların olacağı” bir imparatorluk hayal ediyordu. Böyle bir ideoloji, Genç Osmanlılar ve İttihat ve Terakki gibi grupların oluşumuna yol açtı. Bu hareketler ferman ve vaatlerle değil, somut eylemlerle gerçek bir reform getirmeye çalıştı.

Kanuni Esasi Maddeleri

1. Osmanlı İmparatorluğu, mevcut toprak ve mülkler ile yarı bağımlı vilayetlerden oluşur. Herhangi bir bahaneyle hiçbir parça ayrılamaz, topraklar bölünmez bir bütün oluşturur.

2. İstanbul, Osmanlı İmparatorluğunun başkentidir. Bu şehir, imparatorluğun diğer şehirleri üzerinde kendine özgü hiçbir ayrıcalık ve dokunulmazlığa sahip değildir.

3. Osmanlı egemenliği, Osman Hanedanı’nın en büyük veliahdına aittir.

4. Sultan, “Yüce Halife” adı altında Müslüman dinin koruyucusudur. Tüm Osmanlıların hükümdarı ve padişahıdır.

5. Sultan mesul değildir ve onun kişiliği mukaddestir.

6. Osmanlı mensuplarının hürriyetleri, mülkleri, gerçek ve şahsi mülkleri ve yaşamları boyunca medeni listeleri güvence altındadır.

7. Sultan’ın egemenlik hakları arasında padişah aşağıdaki ayrıcalıklara sahiptir:

– Bakanların atamalarını yapar ve iptal eder; emirlerinin derecelerini, işlevlerini ve nişanlarını verir ve kendilerine verilen imtiyazların belirlediği biçimlere göre illerin imtiyaz şeflerine yatırım bahşeder. Devlet hazinesine sahiptir. Adı camilerde namaz kılarken telaffuz edilir. Antlaşmalar yapar, savaş ilan eder ve barış yapar. Hem kara hem de deniz kuvvetlerine komuta eder, askeri hareketleri yönetir. Şeriat ve diğer kanunların hükümlerini yerine getirir, kamu tedbirlerinin idaresini görür. Ceza mahkemeleri tarafından verilen cezaları erteleyebilir veya hafifletebilir. Gerekli gördüğü takdirde, yeni üyelerin seçimini kendisi yönetmesi halinde, Meclisi fesheder.

8. İmparatorluğun tüm tebaasına, hangi inançları olursa olsun, ayrım gözetmeksizin Osmanlı denir; Osmanlı statüsü kanunla belirlenen şartlara göre kazanılır ve kaybedilir.

9. Her Osmanlı, başkalarının özgürlüğüne müdahale etmemek şartıyla kişisel hürriyete sahiptir.

10. Kişisel özgürlük tamamen dokunulmazdır. Kanunun belirlediği haller ve onun gösterdiği şekillere göre hiç kimse hiçbir bahane ile cezalandırılamaz.

11. İslam, devlet dinidir. Ancak devlet, bu ilkeyi sürdürürken, imparatorlukta ileri sürülen inançların özgürce kullanılmasını koruyacak, kamu düzenine ve ahlaka müdahale edilmemek şartıyla çeşitli organlara tanınan dini ayrıcalıkları sürdürecektir.

12. Basın, yasaların koyduğu sınırlar dahilinde özgürdür.

13. Osmanlı, kanun ve tüzüğün koyduğu sınırlar dahilinde, sınai veya tarımsal ticaret şirketleri kurma yetkisine sahiptir.

14. Osmanlı vatandaşı olan kişi veya kişiler, kanun ve düzenlemenin çiğnenmesi ile ilgili olarak kendilerine veya kamu yararına yapılan dilekçeleri uygun bir zamanda sunma hakkına sahiptir. Meclis, devlet memurlarının ve memurlarının davranışlarından şikayetçi ise Osmanlı’ya protesto içerikli imzalı dilekçelerde bulunabilir.

15. Eğitim ücretsizdir. Her Osmanlı kanuna uymak şartıyla resmi veya özel eğitimlere katılabilir.

16. Tüm okullar devlet denetimi altındadır. Tüm Osmanlılara verilen eğitimin çeşitli ilçelerdeki din eğitimine müdahale edilmeksizin uyumlaştırılması ve düzenlenmesi için uygun araçlar bulunacaktır.

17. Tüm Osmanlılar hukuk açısından eşittir. Aynı haklara sahiptirler ve dine halel getirmeksizin ülkelerine karşı aynı görevleri borçludurlar.

18. Kamu görevine uygunluk, Devletin resmi dili olan Türkçe bilgisine bağlıdır.

19. Tüm Osmanlılar, uygunluklarına, liyakatlerine ve yeteneklerine göre devlet dairelerine kabul edilir.

20. Vergilerin tahakkuk ve dağıtımı, kanunlara ve özel düzenlemelere uygun olarak, her vergi mükellefinin servetiyle orantılı olacaktır.

21. Kanuni mülkiyet, gerçek ve kişisel mülkiyet garantilidir. Söz konusu mülkün değerine ilişkin yasaya göre, gösterilen ve önceki ödemeye tabi olarak gösterilen kamu davası haricinde, mülksüzleştirme olamaz.

22. Konut dokunulmazdır. Yetkililer, kanunda belirtilen haller dışında herhangi bir eve giremezler.

23. Kanuni usul şekline göre olmaması halinde hiç kimse yetkili bir mahkeme huzuruna çıkamaz.

24. Mülke el koyma, zorla çalıştırma ve mülke geçici olarak sahip olma yasaktır. Bununla birlikte, savaş zamanında yasal olarak alınan katkılar ve savaş halinde gerekli kılınan tedbirler bu hükümden muaftır.

25. Kanun gereği haricinde, vergi adı altında veya başka herhangi bir ad altında hiçbir meblağ para talep edilemez.

26. İşkence her ne şekilde olursa olsun, tamamen ve kesinlikle yasaktır.

27. Padişah, güvendiği ve bu görevlere aday göstermeyi hak ettiğini düşündüğü kişileri Sadrazam ve Şeyhü’l-İslam olarak atayabilir. Diğer bakanlar Kararname ile atanır.

28. Bakanlar Kurulu, Sadrazam’ın başkanlığında toplanır. Yerli veya yabancı tüm ağır devlet işleri, Bakanlar Kurulunun yetkisine girer. Padişahın onayına sunulması gereken önlemler, İmparatorluk Kararnamesi ile kanunlaştırılmıştır.

29. Her daire başkanı, yetkisi dahilinde kendi Daire Başkanlığı’na ait önlemleri yerine getirir. Sınırı olmayan konularda Sadrazama başvurması gerekir. Sadrazam, daire başkanları tarafından kendisine sunulan önlemleri, gerekirse Bakanlar Kuruluna havale ederek ve ardından bunları İmparatorluk yaptırımı için sunarak harekete geçirir. Ya da padişahın kararına bizzat bırakabilir. Her durumda, çeşitli işlerin başkanlıklardan hangisinin altında dağıtılacağını özel düzenlemeler belirleyecektir.

30. Bakanlar, yönetimleri altındaki kararlardan veya işlemlerden sorumludur.

31. Mebuslar Meclisinin bir veya daha fazla üyesi, herhangi bir Bakan aleyhine, Daire içindeki meselelere ilişkin olarak, kendi sorumluluğu nedeniyle şikâyette bulunmak isterse, dilekçe ve şikâyetin Başkana iletilmesi, üç gün içinde gerçekleşmelidir. Dilekçe, suçlamayı soruşturmak için Meclis kuralları tarafından atanan Komiteye sevk edilecek ve kararı sunmanın doğru olup olmadığını belirleyecektir. Gerekli soruşturma yapıldığında ve ilgili Bakan tarafından açıklamalar yapıldığında, Komitenin kararı çoğunluğun oyuyla alınır. Komite, şikâyetin mahkeme önüne sunulmasını tavsiye ederse, bu kararı içeren rapor, mahkemeye çağrılacak sanık Bakanın veya temsilcisinin açıklamalarını dinledikten sonra halka açık bir oturumda ve Daire’de okunacaktır. Raporun karara bağlanması üçte ikilik oy çoğunluğu ile gerçekleşecektir. Komite Raporunun kabul edilmesi halinde rapor Yüksek Mahkeme’ye ve ardından padişahın yaptırımına sunulur.

32. Bakanların yargılaması için izlenecek usul şekillerini özel bir kanun belirleyecektir.

33. Bakanlar ve özel şahıslar arasında, görevleriyle ilgili olmayan özel davalar konusunda hiçbir ayrım olmayacaktır. Bu türden nedenler, olağan Mahkemelere iletilecektir.

34. Yüksek Mahkeme Dairesi tarafından yargılanmasına karar verilen Bakan, kendisine yöneltilen suçlamalardan beraat ettirilene kadar görevinden uzaklaştırılacaktır.

35. Milletvekilleri Meclisinin, bir kanun tasarısını çıkarması ve bunun gerekçelerini tayin etmesi halinde, öncelikle Bakan, Kanun tasarısını inceler. Padişah kanunun onayını, bakan değişikliğini veya dairenin feshini gerçekleştirir.

36. Acil ihtiyaç halinde, Genel Kurul toplantıda değilse, Bakan Devleti tehlikeye karşı korumak veya kamu güvenliğini sağlamak için önlemler alabilir. Bu önlemler, Anayasaya aykırı olmadıkları takdirde geçici olarak kanun gücüne sahiptir.

37. Her Bakan, Senato ve Temsilciler Meclisi oturumlarında hazır bulunma veya kendi Bölümünün baş yetkililerinden biri tarafından orada temsil edilme hakkına sahiptir. Ayrıca, konuşma izni olabilecek herhangi bir meclis üyesi önünde dinlenilme hakkına sahiptir.

38. Oy çokluğu ile alınan bir karar neticesinde, bir Bakanın açıklama yapmak üzere mecliste görünmesi talep edildiğinde, kendisine yöneltilen sorulara ya bizzat katılarak ya da bunu delege ederek cevaplamak zorundadır. Yine de gerekli görürse, bu tür bir ertelemenin sorumluluğunu üstlenerek cevabını erteleme hakkına sahiptir.

39. Çeşitli kamu görevlerine yapılan tüm atamalar, devlet altında çalışmaya kabul için gerekli liyakat ve kapasite koşullarını belirleyen düzenlemelere uygun olarak yapılacaktır. Bu şartlar altında atanan hiçbir görevli görevden alınamaz veya nakledilemez. Davranışının bu tür bir uzaklaştırmayı yasal olarak haklı gösterdiğinin kanıtlandığı durumlar dahil değildir. İstifa ettiği veya emekliliği hükümet tarafından onaylandığı durumlarda işi bırakabilir. İyi hal ve dürüstlük kanıtı vermiş olabilecek görevliler ile Hükümetin yarı maaş almanın zorunlu olduğunu düşündüğü görevliler, terfi veya emekli aylığı,yarı ödeme hakkına sahip olacaktır.

40. Çeşitli kurumların görevleri özel yönetmeliklerle belirlenecektir. Her görevli, görevinin sınırları dahilinde sorumludur.

41. Her görevli, amirine saygı göstermekle yükümlüdür, ancak itaat yalnızca kanunla belirlenen sınırlar içinde verilen emirlere bağlıdır. Kanuna aykırı fiillerde, bir amirine itaat etmiş olmak, bunları gerçekleştiren görevlinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

42. Genel Kurul iki odadan oluşur: Ayan Meclisi ve Mebusan Meclisi.

43. İki oda her yıl 1 Kasım’da toplanacak, açılış imparatorluk kararnamesi ile yapılacak, kapanış 1 Mart’’ta, yine bir imparatorluk kararnamesinin ardından gerçekleşecek. İki odadan birinin faaliyette olmaması halinde bir araya gelme gerçekleşmeyecek.

44. Sultan, koşulların gerektirdiğine göre açılış tarihini değiştirebilir veya oturumu kısaltabilir veya uzatabilir.

45. Oturumun açılışı, şahsen veya Sadrazam tarafından temsil edilen Sultan’ın huzurunda ve iki odanın Bakanları ve Üyelerinin huzurunda yapılacaktır. İmparatorluğun son bir yıldaki iç durumu ve dış ilişkilerinin durumunu anlatan ve bir sonraki yıl için alınması gerekli görülen önlemleri ortaya koyan bir İmparatorluk Konuşması okunacaktır.

46. Genel Kurulun bütün üyeleri, Padişah’a ve memlekete sadakat yemini edecek, Anayasaya uymak, kendilerine verilen görevleri yerine getirmek ve aykırı eylemlerden kaçınmak için kendilerini bağlayacaklardır.

47. Genel Kurul Üyeleri düşüncelerini açıklama ve istedikleri gibi oy kullanma özgürlüğüne sahiptir. Koşullara veya vaatlere bağlı olamazlar veya tehditlerden etkilenemezler. Yürürlükteki tüzük hükümlerine tabi oldukları sürece, tartışma sırasında verdikleri görüş veya oylardan dolayı kovuşturma yapılamaz.

48. Üyesi olduğu Daire’nin üçte ikisinin salt çoğunluğuyla, vatana ihanetle veya Anayasayı ihlal etmeye teşebbüsle suçlanan herhangi bir Genel Kurul üyesi, hapis veya sürgüne mahkûm edilebilir.

49. Her Genel Kurul üyesi oy kullanmak zorundadır. Oy kullanmaktan imtina hakkı bulunmaktadır.

50. Hiç kimse aynı anda her iki meclise üye olamaz.

51. Üçte iki çoğunluğun gerekli olduğu haller dışında, tüm kararlar mevcut üyelerin salt çoğunluğuyla alınmalıdır. Oylar eşit olarak bölündüğünde, Başkan belirleyici oy hakkına sahip olacaktır.

Dikkatinizi Çekebilir;  Venüs'ün Doğuşu Tablosu Kimin Eseridir?

52. Her iki meclise sunulan tüm özel dilekçeler, soruşturma sırasında dilekçe sahibinin ilk etapta ilgili kamu görevlilerine veya onların amirlerine başvurmadığı kanıtlanırsa reddedilecektir.

53. Bir yasa tasarısı getirme veya mevcut bir yasayı değiştirme girişimi Bakanlığa aittir. Meclisler, kendi illerindeki konulara atıfta bulunarak yeni bir yasa tasarısı veya mevcut bir yasada değişiklik oluşturabilir. Yasa değişikliği durumunda Sadrazam durumu Padişah’a sunar.

54. Her iki Odayı geçmesine rağmen, padişah tarafından onaylanana kadar hiçbir yasa tasarısı yasalaşmayacaktır. Meclislerin herhangi biri tarafından bir kez sunulan hiçbir yasa tasarısı aynı oturum sırasında ikinci kez öne sürülemez.

55. Bir yasa tasarısı her iki meclis tarafından art arda oy çokluğu ile kabul edilmemiş, madde madde oylama yapmamışsa ve yasa tasarısı için her birinde oy çokluğu sağlanmamışsa geçerli sayılmaz.

56. Bakanlar, yardımcıları ve özel bir çağrı ile görevlendirilenler hariç olmak üzere, hiç kimse hiçbir Meclise giremez ve herhangi bir iletişimde bulunamaz.

57. Meclisteki tartışmalar Türk dilinde yürütülmektedir. Öncüller, tartışma için belirlenen günden önce basılır ve dağıtılır.

58. Oylar Meclisin çağrısında el kaldırma veya yazı ile verilir. Oylama, hazır bulunan üyelerin çoğunluğunun kararına bağlıdır.

59. Her iki mecliste de düzenin korunması Başkana verilmiştir.

60. Meclis Başkanı ve üyeleri, doğrudan Sultan tarafından aday gösterilir. Senatör sayısı, Temsilciler Meclisi üyelerinin üçte birini geçemez.

61. Bir senatörün aday gösterilebilmesi için kişinin eylemleriyle kamu güvenine layık olduğunu göstermesi en az kırk yaşında olması gerekir.

62. Senatörler ömür boyu aday gösterilir. Senatör rütbesi; Bakan, Genel Vali (vali), Kolordu Komutanı, Yargıç, Büyükelçi veya Tam Yetkili Bakan, Patrik, Büyük Haham, Daire Genel Müdürü görevlerini yerine getiren kişilere verilebilir.

63. Senatörlerin maaşları aylık 10.000 birim olarak belirlenmiştir. Hazine’den maaş alan veya başka herhangi bir sıfatla ödeme alan bir senatör, yalnızca miktar 10.000 kuruşun altında ise aradaki farka hak kazanır. Tutar, senatörün maaşına eşit veya daha yüksekse, almaya devam eder.

64. Senato, Temsilciler Meclisi tarafından kendisine gönderilen tasarıyı veya bütçeyi inceler. Bir yasa tasarısının incelenmesi sırasında Senato, padişahın egemenlik haklarına, özgürlüğüne, Anayasasına, İmparatorluğun toprak bütünlüğüne, ülkenin iç güvenliğine, savunmanın çıkarlarına aykırı bir hüküm bulursa kesinlikle reddeder. Yahut gözlemleri ile birlikte Temsilciler Meclisine geri göndererek, söz konusu gözlemler anlamında düzeltilmesini veya değiştirilmesini talep eder. Senato tarafından kabul edilenler Sadrazam’a iletilir.

65. Milletvekili sayısı, Osmanlı vatandaşı olan her 50.000 erkek için bir milletvekili olarak belirlenmiştir.

66. Seçim gizli oyla yapılır. Seçim şekli özel bir kanunla belirlenir.

67. Milletvekilinin görevi, bakanların görevi dışında, kamu görevlileriyle uyumlu değildir. Kamu görevlisi seçilmiş herhangi bir başka milletvekilini kabul etmekte veya reddetmekte özgürdür. Milletvekilinin bu tutumu halinde görevlerinden istifa etmesi gerekir.

68. Osmanlı vatandaşlığına dahil olmayanlar, yürürlükteki özel düzenleme gereği ait oldukları yabancı hizmete bağlı dokunulmazlıklardan yararlananlar, Türkçeyi anlamayanlar; otuz yaşını doldurmamış olanlar, özel bir kişinin hizmetine bağlı kişiler, davranışları nedeniyle kötü şöhretli olanlar, medeni haklarından yararlanmayanlar; yabancı uyruklu olduğunu iddia edenler milletvekili olamaz.

69. Her dört yılda bir milletvekili genel seçimleri yapılır. Her milletvekilinin süresi sadece dört yıl sürer, ancak yeniden seçilebilir.

70. Seçimler, Genel Daire toplantıları için belirlenen tarih olan 1 Kasım’dan en geç dört ay önce başlar.

71. Milletvekilleri Meclisinin her üyesi, sadece onu seçen topluluğu değil, Osmanlı’nın tamamını temsil eder.

72. Seçmenler, milletvekillerini ait oldukları ilin sakinleri arasından seçeceklerdir.

73. Meclisin feshedilmesi halinde genel seçimler, fesih tarihinden itibaren en geç altı ay içinde meclisin tekrar toplanabileceği zamanlarda başlayacaktır.

74. Ölüm, yargısal engel, uzun süre devamsızlık, kınama veya kamu görevlerinin kabulünden kaynaklanan sebeplerle milletvekilinin görevini kaybetmesi durumunda, seçim yasası hükümlerine uygun olarak vekil seçilir. Bu gibi durumlarda yeni milletvekili en geç bir sonraki oturumda görevini yerine getirecektir.

75. Boş yerlere seçilen milletvekillerinin görev süresi bir sonraki seçime kadar sürer.

76. Hazine, her milletvekiline seans başına 20.000 kuruş verecek ve bu yolculukların giderlerini tahsis edecektir. Bu giderlerin miktarı, Devlet memurları tarafından yapılan yol masraflarının geri ödenmesine ilişkin yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenecek ve aylık 5.000 kuruşluk maaş üzerinden hesaplanacaktır.

77. Kanun-i Esasi’ye Göre Başkan ve başkan yardımcılarının ataması padişah tarafından yapılır.

78. Milletvekilleri Meclisinin oturumları halka açıktır. Aynı zamanda, teklif bakanlar, başkan veya on beş üye tarafından yapılırsa ve bu teklif gizli komitede oylanırsa, gizli komite oluşturulabilir.

79. Meclis çoğunluğu kovuşturma yetkisi vermedikçe, açık suç hali dışında, oturum sırasında hiçbir milletvekili tutuklanamaz veya kovuşturulamaz.

80. Temsilciler Meclisi kendisine sunulan yasaları görüşür. Finansmanı veya Anayasayı etkileyen hükümleri kabul eder, değiştirir veya reddeder. Bütçede yer alan devletin genel harcamalarını detaylı olarak inceler ve miktarı Bakanlar ile paylaşır. Aynı şekilde, Bakanlara uygun olarak, harcamaları karşılamaya yönelik makbuzların niteliğini, miktarını, değerlendirme ve tahsilat biçimini belirler.

81. Bu konudaki özel kanuna uygun olarak aday gösterilen ve yatırım patenti alan hakimler görevden alınamaz, ancak istifa edebilirler. Yargı kınama durumunda yargıçların terfii, yerlerinden edilmeleri, emeklilik maaşları ve iptalleri aynı yasanın hükümlerine tabidir. Bu yasa, yargıçlık görevlerini veya bir adli düzenin diğer işlevlerini yerine getirmek için gerekli koşulları ve nitelikleri belirler.

82. Tüm mahkemelerin oturumları halka açıktır. Bununla birlikte, kanunla belirtilen hallerde mahkeme kapalı olabilir.

83. Herhangi bir kişi savunması için, yasanın izin verdiği araçlardan mahkeme huzurunda yararlanabilir.

84. Hiçbir mahkeme, herhangi bir bahaneyle, yetkisi dahilindeki bir meseleyi yargılamayı reddedemez. Davacı vazgeçmedikçe, incelemeyi veya talimatı başlattıktan sonra kararı erteleyemez. Bununla birlikte, cezai konularda, davacının istediği durumda bile, dava hukuka uygun şekilde yürütülmeye devam etmektedir.

85. Her olay, iline ait olduğu mahkeme tarafından yargılanır. Bireyler ve Devlet arasındaki davalar, adli mahkemelerin yetkisindedir.

86. Kanun-i Esasi’ye Göre Mahkemelere hiçbir müdahale yapılmayacaktır.

87. Şeriat’a dokunan işler Şeriat mahkemelerinde görülür. Sivil işlerin kararı sivil mahkemelere aittir.

88. Yargıçların çeşitli kategorileri, yetkileri, görevleri ve maaşları kanunla belirlenir.

89. Olağan mahkemeler dışında, herhangi bir başlık altında, belirli özel davaları yargılamak için olağanüstü mahkemeler veya komisyonlar oluşturulamaz.

90. Hiçbir yargıç, görevlerini diğer görevlerle birleştiremez.

91. Kamu adına hareket etmekle görevli savcılar atanacaktır. İşlevleri ve dereceleri kanunla belirlenecektir.

92. Yüksek Mahkeme otuz üyeden oluşur. Bunlar 10 Senatör, 10 Danıştay üyesi ve Yargıtay ve başkan üyeleri arasından seçilen on kişidir. Tüm üyeler kurayla aday gösterilir. Yüksek Mahkeme, gerektiğinde padişah tarafından toplantıya çağrılır ve Senato binasında toplanır.

93. Yüksek Mahkeme, iki daireden oluşur; Suçlama Dairesi ve Yargı Dairesi. İlki, Yüksek Mahkeme üyeleri arasından kurayla aday gösterilen dokuz üyeden oluşur; bunlardan üçü senatör, üç Danıştay üyesi ve üç Yargıtay veya Temyiz Mahkemesi üyesidir.

94. Karar Dairesine gönderilme kararı, Suçlama Dairesi tarafından üyelerinin üçte ikisinin çoğunluğuyla açıklanır. Suçlama Dairesi üyeleri, Yargı Dairesinin görüşmelerine katılamazlar.

95. Karar Dairesi, yedisi senatör, yedi üye eyalet meclisi üyesi ve yedi Yargıtay veya Temyiz Mahkemesi üyesi olmak üzere yirmi bir üyeden oluşur. Suçlama Dairesi tarafından kendisine gönderilen davaları, üyelerinin üçte ikisinin çoğunluğu ile ve yürürlükteki kanunlara uygun olarak yargılar. Kararları, temyiz başvurusuna açık değildir.

96. Devletin kârına yönelik vergiler, ancak bir kanun uyarınca belirlenebilir, değerlendirilebilir veya tahsil edilebilir.

97. Bütçe, Devletin gelir ve giderlerinin tahminlerini içeren kanundur. Devletin kârına yönelik vergiler, değerlendirilmeleri, dağıtılmaları ve tahsil edilmeleri bakımından bu yasaya tabidir.

98. Bütçe tasarısının Genel Kurul tarafından incelenmesi ve oylanması maddeler halinde yapılır. Gelir ve harcama detaylarını içeren ekli tablolar, yönetmelikte tanımlanan modele göre bölümlere ve maddelere ayrılacaktır.

99. Bütçe tasarısı, uygulandığı yılın başından itibaren icrasını mümkün kılmak için, oturumun açılışından hemen sonra Temsilciler Meclisine sunulur.

100. Devlet fonlarından herhangi bir bütçe dışı harcama, yasa gereği olmaksızın karşılanamaz.

101. Olağanüstü durumların aciliyetinin ortaya çıkması halinde, Bakanlar, Genel Kurul toplantıda değilse, gerekli kaynakları padişah ile oluşturabilir. Bütçede öngörülmeyen masrafları derhal bir karar vermek şartıyla karşılayabilir.

102. Bütçe bir yıl için oylanır ve yalnızca ilgili yıl için yasal güce sahiptir. Aynı zamanda, istisnai şartlar neticesinde, bütçe oylanmadan önce Temsilciler Meclisi feshedilirse, Bakan, padişah uyarınca çıkarılan bir Kararname ile bir önceki yılın bütçesini bir sonraki yıla kadar uygulayabilir. Ancak bu geçici bütçenin uygulanması hiçbir zaman bir yıllık süreyi aşamaz.

103. Bütçeyi kesin olarak kapatan kanun, ilgili olduğu yılın gelir ve giderlerinden alınan tahsilat ve ödemelerin miktarını belirtir. Şekli ve hükümleri bütçe ile aynı olmalıdır.

104. Kesin kanun tasarısı, ilgili olduğu yılın sonundan itibaren en geç dört ay içinde Temsilciler Meclisine sunulur.

105. Maliye memurlarının faaliyetlerinin yanı sıra çeşitli bakanlık daireleri tarafından hazırlanan yıllık hesapların incelenmesinden sorumlu bir Sayıştay oluşturulur. Her yıl Temsilciler Meclisine, gözlemleriyle birlikte işçilerinin sonuçlarını belirten özel bir rapor gönderilecektir. Her dönem çeyreği sonunda Sadrazam aracılığıyla Sultan’a mali durumun açıklamasını içeren bir rapor sunulacaktır.

106. Sayıştay, padişah tarafından aday gösterilen on iki değiştirilemez üyeden oluşacaktır. Temsilciler Meclisi çoğunluğunun kararı ile başvuranın görevden alınmasına ilişkin açıklayıcı teklif onaylanmadıkça hiçbiri görevden alınamaz.

107. Sayıştay üyelerinden aranan şartlar ve nitelikler, görevlerinin ayrıntıları, istifa, ikame, terfi ve emeklilik durumlarında uygulanacak kurallar ve bürolarının organizasyonu, bir özel kanun ile düzenlenecektir.

108. İllerin idaresi, ademi merkeziyetçilik ilkesine dayanacaktır. Bu ilkenin ayrıntıları bir kanunla belirlenir.

109. Özel bir yasa yerleşecek lider, illerin (vilayet), ilçelerin (sancak) ve kantonların (kaza) idare meclislerinin ve ayrıca her ilin baş kasabasında yıllık olarak toplanan Genel Konsey’in seçimine dayanır.

110. İl Genel Meclisi’nin görevleri aynı özel kanunla belirlenir ve aşağıdakileri içerir: İletişim araçlarının kurulması, imalat, ticaret ve tarımın geliştirilmesi ve eğitimin yayılması gibi kamu yararına ilişkin konularda müzakere hakkı. Vergi tahakkuku veya tahsili veya diğer konularda kanun ve yönetmeliklere aykırı olarak işlenen fiillerin telafisi için yetkili makamlara başvurma hakkı.

111. Her kantonda bir Konsey olacaktır. Bu Konsey şunları kontrol etmekle görevlendirilecektir: Özel varış yeri kurucularının açık hükümleriyle veya örf ve adetle belirlenen vakıfların taşınmazlarının gelirlerinin idaresi, ölüme bağlı hükümle eylemlere, hayır kurumlarına veya iyiliklere tahsis edilen fonların veya mülklerin istihdamı, konuyla ilgili özel yönetmeliğe uygun olarak yetim fonlarının yönetimi.

112. Belediye işleri, İstanbul ve illerde seçilen belediye meclisleri tarafından yönetilecektir. Belediye meclislerinin teşkilatı, görevleri ve üyelerinin seçilme şekli özel bir kanunla belirlenecektir.

113. İmparatorluk topraklarında herhangi bir noktada rahatsızlık verecek nitelikte belirtilerin ortaya çıkması durumunda, padişah burada bir kuşatma halini ilan etme hakkına sahiptir. Kuşatma hali, medeni kanunların geçici olarak askıya alınmasından ibarettir. Kuşatma halindeki mahallerin idare şekli özel bir kanunla düzenlenecektir. Sultan, polis tarafından elde edilen güvenilir bilgiler nedeniyle Devletin güvenliği için tehlikeli olarak kabul edilen kişileri İmparatorluk topraklarından ihraç etme hakkına sahiptir.

114. İlköğretim bütün Osmanlılarda mecburi olacaktır. Başvurunun detayları özel bir kanunla belirlenecektir.

115. Anayasanın hiçbir hükmü, her ne sebeple olursa olsun, askıya alınamaz veya ihmal edilemez.

116. Usulüne uygun olarak kanıtlanmış gereklilik durumunda, Anayasanın bazı hükümleri değiştirilebilir. Bu değişiklik aşağıdaki koşullara tabidir: İster Bakan tarafından ister iki meclisten biri tarafından sunulmuş olsun, her değişiklik önerisi, ilk etapta Temsilciler Meclisinin müzakerelerine sunulmalıdır. Teklif, Meclis üyelerinin üçte ikisi tarafından onaylanırsa Senato’ya iletilir. Senatonun da önerilen değişikliği üçte iki çoğunlukla kabul etmesi halinde, bu değişiklik padişahın yaptırımına sunulur. Değiştirilmesi önerilen Anayasa maddeleri, meclisler tarafından oylandıktan sonra değişiklik padişah tarafından onaylanıncaya kadar yürürlükte kalacaktır.

117. Yargıtay medeni kanunları ve ceza kanunlarını yorumlayacaktır. Danıştay idari yasaları ve Senato Anayasa maddelerini yorumlayacaktır.

118. Şu anda yürürlükte olan kanunların, yönetmeliklerin, kullanımların ve adetlerin tüm hükümleri, başka kanun ve yönetmeliklerle değiştirilmediği veya yürürlükten kaldırılmadığı sürece uygulanmaya devam edilecektir.

119. Genel Kurul ile ilgili 28 Ekim 1876 tarihli ön karar ilk oturumun sonundan itibaren yürürlükten kalkacaktır.

Kanun-i Esasi‘nin toplam 119 maddesi bulunmakatadır.

Kaynaklar;

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin