Kavimler Göçü
Kavimler Göçü (Görsel; cahil.co)

Kavimler Göçü Nedir?

     Kavimler Göçü, Avrupa’da yaklaşık milattan sonra 300 ila 700 yılları arasında meydana gelen ve Geç Antik Çağ’dan Erken Orta Çağ’a geçişi işaret eden bir göç dönemiydi. Bu hareketler, hem Roma İmparatorluğu hem de göç eden bazı halklar için köklü değişikliklerle sonuçlandı.

Kavimler Göçü, Avrupa'da yaklaşık milattan sonra 300 ila 700 yılları arasında meydana gelen ve Geç Antik Çağ'dan Erken Orta Çağ'a geçişi işaret eden bir göç dönemiydi
Kavimler Göçü, Avrupa’da yaklaşık milattan sonra 300 ila 700 yılları arasında meydana gelen ve Geç Antik Çağ’dan Erken Orta Çağ’a geçişi işaret eden bir göç dönemiydi. (Görsel; tr.wikipedia.org)

     Göç eden halklar arasında; Germen ve Slav kabilelerinin yanı sıra Hunlar, Gotlar, Vandallar, Bulgarlar, Alanlar, Süevler, Frizler ve Franklar vardı. Daha sonra incelendiğinde, göç hareketi iki aşama altında değerlendirildi. Milattan sonra 300 ile 500 yılları arasındaki ilk aşama, Alman halklarını eski Batı Roma İmparatorluğu‘nun çoğu bölgesinin kontrolüyle sonuçlandı. Hunların Aral Gölü ile Hazar Denizi arasındaki konumundan, Volga ve Don nehirleri arasına geçmesi, göç döneminin ilk aşamasını başlattı. Bu geçişin devamında, Roma topraklarına resmi olarak ilk giren 376 yılında Hunlar ve Vizigotlardı. Başta, Tuna sınırını savunmaları koşuluyla Romalılar tarafından müsamaha gösterilen halk isyan etti. İsyan, İtalya’nın büyük kısmının işgali ile sonuçlandı. Bölgeye tam anlamıyla yerleşmeden önce 410 yılında Roma’yı yağmaladılar. İlerleyen süreçte Büyük Teoderik liderliğindeki Ostrogotlar, Roma topraklarına yerleşti.


Kavimler Göçü ile Fransa ve Almanya’nın Çekirdeği Oluştu

     Galya’da, liderleri Roma ile güçlü bir şekilde ilişki kurmuş olan olan Batı Germen kabilelerinden Franklar, 5. yüzyılda Roma topraklarına daha yavaş ve barışçıl bir şekilde girdi. Franklar, Roma-Galya nüfusu tarafından genel olarak hükümdar olarak kabul edildi. Allemanni, Burgundlar ve Vizigotlardan gelen zorlukları savuşturan Frank krallığı, Fransa ve Almanya’nın gelecekteki devletlerinin çekirdeği haline geldi. Milattan sonra 500 ile 700 yılları arasındaki Kavimler Göçü, Slav kabilelerinin Orta ve Doğu Avrupa’ya, özellikle Doğu Cermanya’ya yerleştiğini ve yavaş yavaş bölgeyi ağırlıklı olarak Slav yaptığını gördü.

Kavimler Göçü, Fransa ve Almanya'nın gelecekteki devletlerinin çekirdeğini oluşturdu.
Kavimler Göçü, Fransa ve Almanya’nın gelecekteki devletlerinin çekirdeğini oluşturdu. (Görsel; tarihdersi.net)

     Milattan sonra 2. yüzyıldan beri uzak Doğu Avrupa’da bulunan ve muhtemelen Türk kökenli olan, zamanla Slavlaşmış Bulgarlar, 7. yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun Doğu Balkan topraklarını fethettiler. Bir Cermen halkı olan Lombardlar, kuzey İtalya’ya yerleşti. Bu dönemin bir parçası olmasa da halkların göçleri, Viking, Magyar, Mağribi, Türk ve Moğol akınlarının damgasını vurduğu milattan sonra 1000 yılından sonra da devam etti. Tüm bu fetih ve akınların özellikle Orta ve Doğu Avrupa’da önemli etkileri oldu.


Kavimler Göçünün Tarihi Altyapısı

     Orta Çağ’ın başlarına kadar süren ve Batı Roma İmparatorluğu’nu tahrip eden Cermen halklarının gezintileri, Slavların göçleriyle birlikte modern Avrupa’daki halkların dağılımının şekillendirici unsurlarıydı. Bronz Çağı boyunca Cermen halkları, güney İskandinavya’ya yayıldı ve Weser ve Vistül nehirleri arasına yöneldi. Dönemlerinde halk, Kehribar ticareti yoluyla Akdeniz ile temas halindeydi. Bu durum onları kültürel bir gelişime teşvik etti.

Kavimler Göçü, İklimsel sorunlar ve ticari gayeler, batıya yönelmenin yolunu açtı.
Kavimler Göçü, İklimsel sorunlar ve ticari gayeler, batıya yönelmenin yolunu açtı.

Ancak Demir Çağı’nda Germen halklarının Akdeniz ile ilişkisi Keltler ve İliryalılar tarafından kesildi. Kültürleri azaldı ve artan nüfus, kötüleşen iklim koşullarıyla birlikte onları daha güneyde yeni topraklar aramaya itti. Böylece, merkezi Avrupalı Keltler ve İliryalılar kendilerini artan bir baskı altında buldular. Milattan önce 200 yılına henüz gelinmeden ilk Germen kabileleri, Makedon krallığı tarafından engellenen aşağı Tuna’ya ulaştı. Germenler ile beraber birçok kabile batıya yönelmekte ve Roma İmparatorluğu’nun çeşitli kısımlarını ele geçirmekte idi. İklimsel sorunlar ve ticari gayeler, batıya yönelmenin yolunu açtı. Böylelikle henüz Avrupa tarihine damgasını vuracak Kavimler Göçü başlamadan önce dahi, birtakım temeller oluşmuştu.

Dikkatinizi Çekebilir;  Aziz Sancar Hangi Çalışamaları Yapmıştır? 📕

Kavimler Göçü Roma Üzerinde Etkisi

     Zamanla birçok kabile tükendi ve dağıldı. Öte yandan, farklı gruplar bazen göç etmeden önce birleşecekler veya yolda başka gezginlere katılacaklardı. Göçler yetenekli bir liderlik gerektiriyordu. Bu durum soylu ve krallık sınıfının sosyal ve politik yükselmesini teşvik etti. Milattan önce 102 yılında Teutoni, ertesi yıl Cimbri ordusunu yok eden Romalılar tarafından tamamen yenilgiye uğratıldı.

     Bununla birlikte, Svabya kabileleri, orta ve güney Almanya’da istikrarlı bir şekilde ilerledi. Keltler, Galya’ya geri çekilmek zorunda kaldı. Ariovistus komutasındaki Almanlar yukarı Ren’i geçtiklerinde, Jül Sezar onların ilerlemesini durdurdu. Milattan önce 58 yılında Sundgau’da kazandığı zaferle Roma karşı hareketini başlattı. İmparator Augustus döneminde Roma egemenliği Ren ve Tuna’ya kadar sürdü. Bu nehirlerin uzak tarafında Almanlar, milattan sonra 70 yılına kadar geri püskürtüldü. Roma İmparatorluğu’ndaki bu gelişmeler, belki de geleceği aşikâr olan Kavimler Göçü için bir tedbirdi. Fakat nüfus baskısı kısa süre sonra Alman halkları arasında bir kez daha ortaya çıktı.

     Milattan sonra 150’li yıllara gelindiğinde İskandinavya’yı daha önce terk eden kabileler aşağı Vistül ve Oder nehirlerinden bastırdı. Huzursuzluk diğer kabilelere sıçradı ve bunun sonucunda Romalılar ile Marcomanni  arasındaki savaşlar İtalya’yı tehdit etti. Kısa süre sonra Main Nehri’ni yukarı iten Alemanni, üst bölgelere ulaştı. Doğuda ise Gotlar Karadeniz’e ulaşmıştı. Gotlar, aşağı Tuna’yı geçerek ya da deniz yoluyla seyahat ederek Balkan Yarımadası’na, Anadolu’ya ve Kıbrıs’a yağma seferler için gittiler. Ancak milattan sonra 269 yılında Naissus’taki Roma zaferi ile ilerlemeleri nihayet kontrol edildi.


Hunların Saldırıları

     258 yılında Alemanniler ve Franklar hatları aştı ve Ren Nehri’nin sağ yakasına yerleşti. Daha sonra sürekli Galya ve İtalya’ya sızdılar. Franklar ve Saksonlar kuzey Galya ve Britanya kıyılarını tahrip ettiler. Bunun üzerine Roma ordusu, Alman kabilelerinden giderek artan sayıda askerler almaya başladı. Almanlar kısa sürede orduda en yüksek rütbeleri elinde tutabileceklerini kanıtladılar. Haraç, bireysel askerlere ödeme ve ganimetler, Almanlara zenginlik getirdi. Bu esnada Gotik krallık birçok kabileyi Doğu’da tek bir liderlik altında topladı. Fakat ekonomileri, giderek artan bir nüfusun ihtiyaçlarını karşılayamıyordu.

Aşırı nüfusun baskısı, Roma İmparatorluğu’na daha fazla akınlar yapmasına neden oldu. O sırada yeni bir güç ortaya çıktı. 375 yılında Hunlar ilk olarak Ostrogotlara saldırdı. Bu olay Doğu Almanlar arasında ciddi karışıklıklara neden oldu. Hunlar yavaş yavaş birçok kabileye boyun eğdirdi. Hunlar için süreç, Orta Asya’daki Çin egemenliğinden kurtulmak isteyen halkın milattan sonra 350’li yıllarda batıya hareket etmesiyle başladı. O sırada Volga ile Don nehirleri arasında yer alan Hunlar, daha batıya yöneldi.


Roma’nın İşgali

     Kavimler Göçü böylelikle resmi olarak başladı. Tarih 375 yılını gösterdiğinde Hunlar, Gotların ve Slavların yaşadığı Karadeniz’in kuzeyine girdiler. Bu bölgeye yerleşilmesi, bölgede daha önceden bulunan halkların da batıya göç etmesine sebep oldu. 5. yüzyılın başından itibaren Batı İmparatorluğu çok sayıda başka göçe sahne oldu. Vizigotlar Balkanlar’dan İtalya’ya gittiler ve 410’da geçici olarak Roma’yı işgal ettiler. 406–407 yıllarında; Cermenler, Vandallar, Alani, Suevi ve Burgundlar, Hunlardan kaçarken Ren’i geçerek İspanya’ya kadar girdiler.

     Vandallar daha sonra Afrika’ya geçtiler ve Kartaca’da Roma topraklarındaki ilk bağımsız Alman devletini kurdular. Daha sonra Katalon Muharebesi’nde Romalı komutan Aëtius, Alman desteğiyle, Attila liderliğindeki Hunları mağlup etti. 476’da Germen askerleri, Odoacer’i İtalya’nın kralı ilan etti. Odoacer, Ravenna’da imparator Romulus Augustulus’u devirdiğinde Batı’daki Roma İmparatorluğu sona erdi. Doğuda imparatorluk, “Yeni Roma” olarak devam etti. İmparatorluk, Konstantinopolis’in 1453’teki düşüşüne kadar birçok kuşatmadan sağ çıktı. Buna karşılık, “Eski Roma” bir piskoposluk merkezine dönüştü ve imparatorluk özelliklerinin çoğunu yitirdi.


 Kaynaklar;

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin