Köle Ticareti
Köle Ticareti

Köle Ticareti

Köle ticareti, köleleştirilmiş kişilerin yakalanması, satılması ve satın alınması anlamına gelir. Kölelik, eski zamanlardan beri dünyanın her yerinde var olmuştur ve ticareti de aynı derecede evrenseldir. Köleleştirilmiş kişiler; antik çağlardan 19. yüzyıla, 1. yüzyıldan 20. yüzyılın ortalarına kadar Sahra altı Afrikalılardan ve Viking döneminde Germen ve Kelt halklarından oluştu. Ayrıntılı ticaret ağları gelişti. Bu ağlardan, Transatlantik ticaret ağı belki de en iyi bilinenlerden biriydi. Afrika’da, sadece erkekler değil, kadınlar ve çocuklar da köle olarak aranıyordu. Yaklaşık 1500 yılından itibaren, esir alınanlar sahillere götürüldü ve Avrupalılara satıldı.

Kölelik ticareti, sadece erkekler değil, kadınlar ve çocuklar ilede yapıldı
Kölelik ticareti, sadece erkekler değil, kadınlar ve çocuklar ilede yapıldı

Daha sonra açık artırmada satıldıkları ve Yeni Dünya’nın her yerine götürüldükleri anlaşıldı. Bu köleler Karayipler ve Brezilya’ya naklediliyorlardı. 17. ve 18. yüzyıllarda, köleleştirilmiş Afrikalılar, Amerikan kolonilerince rom haline getirilen ve daha fazla köle için Afrika’ya geri gönderilen pekmezle takas edildi. Kölelik uygulaması 21. yüzyıla kadar birçok ülkede (yasadışı olarak) devam etti. Aslında, kâr amacı gütmeyen kölelik karşıtı örgütlerden biri olan “Amerikan Kölelik Karşıtı Grup”, dünya çapında 40 milyondan fazla insanın köleleştirildiğini iddia ediyor. Ayrıca kadınların ve çocukların, bazen kendi aile üyeleri tarafından bazense başka bireylerce fuhuşa zorlandıkları seks köleliğinin, dünya çapında büyüyen bir uygulama olduğu biliniyor.


Köleliğin Tarihi

Köleliğin tarihi, eski çağlardan günümüze birçok kültür, millet ve dine yayılmıştır. Bununla birlikte, köle ticareti farklı zamanlarda ve yerlerde farklı kölelik sistemleri oluşturmuştur. Bu farklılıklar, kölelerin sosyal yaşamını, ekonomik koşullarını ve yasal konumları gibi durumları belirledi. Kölelik, ilk uygarlıklardan beri (MÖ 3500’e kadar uzanan Mezopotamya’daki Sümer gibi) faaliyet göstermiştir. Milattan önce 1860 yıllarında, Mezopotamya’da Hammurabi Yasasında köleliğin özellikleri ve köleliğin yerleşik bir kurum olduğu ifade edilmiştir. Kölelerin ticareti ve köleliğin tüm eski medeniyetlerde bulunduğunu, bu gibi çeşitli kaynaklara dayanarak söyleyebiliriz.

Roma İmparatorluğu’nda, antik dünyada hüküm sürmüş medeniyetlerde dahi, kölelerin ticareti normal olarak görülüyordu. Kölelerin ticareti, bazı ülkelerde uygulanmaya devam etmesine rağmen, Erken Orta Çağ boyunca Avrupa’da daha az yaygın hale geldi. Fakat Bizans-Osmanlı savaşları (1265-1479) ve Avrupa’daki Osmanlı savaşları (14. ve 20. yüzyıllar) çok sayıda Hıristiyan kölenin yakalanmasıyla sonuçlandı. Ayrıca, Arap köle ticareti de, 7. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar esas olarak Batı ve Orta Asya, Kuzey ve Doğu Afrika, Hindistan ve Avrupa’yı kapsıyordu. Hollandalı, Fransız, İspanyol, Portekizli, İngilizler ve bir dizi Batı Afrika krallıkları da özellikle 1600’den sonra Atlantik köle ticaretinde önemli bir rol oynuyordu.


Atlantik Köle Ticareti

Atlantik köle ticaretinin, transatlantik şekilde kölelerin ticareti veya Avrupa-Amerika arasında kölelerin ticareti gibi farklı isimleri de bulunmaktadır. Bu ticaret, köleleştirilmiş çeşitli Afrikalıların köle tüccarları tarafından, özellikle Amerika’ya taşınmasını içeriyordu. Amerika’ya taşınması gereken köleler için 16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla kadar üçgen ticaret yolu orta geçidini kullanan bir köle ticareti sistemi oluşturuldu. İşgücüne bağımlı olduğundan, Güney Atlantik’te bulunan ülkeler ve Karayip ekonomileri, şeker kamışı gibi ürünlerin ve diğer malların üretimi için köle ticaretine ihtiyaç duymaktaydı. Ayrıca, denizaşırı imparatorluklar yaratmak isteyen, Batı Avrupa devletleri tarafından da kölelerin ticareti oldukça önemliydi.

1480'lerde Portekiz gemileri, Afrikalıları Doğu Atlantik'teki Cape Verde ve Madeira adalarındaki şeker tarlalarında köle olarak kullanılmak üzere taşıyordu.
1480’lerde Portekiz gemileri, Afrikalıları Doğu Atlantik’teki Cape Verde ve Madeira adalarındaki şeker tarlalarında köle olarak kullanılmak üzere taşıyordu.

Bu durum, 17. Ve 18. Yüzyılların sonuna kadar oldukça önemli kabul ediliyordu. Üçgen ticaret, Afrika’dan Avrupa’ya kölelerin, Afrika’dan Amerika’ya şeker ve kahvenin ve daha sonra, tümünün Amerika’dan Avrupa’ya sevk edilmesini kapsıyordu. 1480’lerde Portekiz gemileri, Afrikalıları Doğu Atlantik’teki Cape Verde ve Madeira adalarındaki şeker tarlalarında köle olarak kullanılmak üzere taşıyordu. İspanyollar daha sonra Afrika kölelerini 1500’lü yıllarda Karayipler’e götürdüler. Ancak Portekizli tüccarlar, Afrika’nın batı kıyısındaki Kongo-Angola bölgesindeki üslerinden faaliyet göstererek, transatlantik köleticaretine bir buçuk yüzyıl daha hâkim olmaya devam ettiler.

Dikkatinizi Çekebilir;  Nuh'un Gemisi Neden Ve Ne Zaman İnşa Edildi

Hollandalılar, 1600’lü yılların belli bölümlerinde en önde gelen köle tüccarları oldu. Sonraki yüzyılda İngiliz ve Fransız tüccarlar, insan yüklerinin büyük bir kısmını Senegal ile Nijer arasındaki Batı Afrika bölgesinden alarak transatlantik köleticaretinin yaklaşık yarısını kontrol etti. Amerika’ya 1600’den önce muhtemelen birkaç yüz binden fazla Afrikalı götürülmemişti. Ancak 17. yüzyılda, Karayipler’deki şeker tarlalarının ve Kuzey Amerika’daki Chesapeake bölgesindeki tütün tarlalarının büyümesiyle köle işçiliğine olan talep artmıştı. Tarihçilerin tahminlerine göre transatlantik köle ticareti, 18.yüzyılda Amerika’ya götürülen kölelerle pik noktasına ulaşmıştı. Yalnızca o yıllarda yapılan köle ticaretinin, tüm hepsinin beşte üçü kadarı olduğu söylenmekte.


Köle Ticaretinin Kaldırılması ve Tarihçesi

Köle ticaretinin sona erdirilme hareketi, Abolisyonizm ya da köleliğe karşı hareket olarak da bilinmektedir. Amacı, Atlantik köle ticaretini kaldırmak ve köleleri serbest bırakmak olan bu hareket, Batı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde başlamıştı. 1315’te serfliği kaldıran Fransa Kralı X. Louis bu hareket için öncü ve örnek olmuştu. İngiliz ve Amerikan toplulukları, köleliğin ve köle ticaretinin yanlış olduğunu düşündüler ve bunun ahlak kuralları gereğince ters olduğu kanısına vardılar. İngilizlerin yaptığı, kölelik karşıtı ayaklanma 18. Yüzyılın sonlarına doğru başlamıştı. 1758’de Londra ve Philadelphia’da yapılan Yıllık Toplantı adı verilen toplantılarda da köle ticareti tartışılmıştı.

Köle ticaretinin sona erdirilme hareketi, Abolisyonizm ya da köleliğe karşı hareket olarak da bilinmektedir.
Köle ticaretinin sona erdirilme hareketi, Abolisyonizm ya da köleliğe karşı hareket olarak da bilinmektedir.

James Oglethorpe adındaki siyasetçi, köleliğe karşı Georgia Eyaleti’nde insani gerekçelere aykırı olduğu için köleticaretini yasakladı. Parlamentoda görüşünü belirtti ve sonunda arkadaşları Granville Sharp ve Hannah More’u davayı şiddetle desteklemeye teşvik etti. Oglethorpe 1785’te yaşamını yitirdi. Örgütlediği arkadaşları Sharp ve More gibi isimler ise yanlarına William Wilberforce ve arkadaşlarını alarak Clapham Tarikatı’nı oluşturdu. Kölelik karşıtı bu hareket, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kölelik uygulamasına son vermek için organize bir çabaydı. Yaklaşık 1830 ile 1870 arasında gerçekleşen kampanyanın ilk liderleri, İngiliz kölelik karşıtlarının 1830’larda Büyük Britanya’da köleliği sona erdirmek için kullandıkları taktiklerin bazılarını kullandı.

Dini temelleri olan bir hareket olarak, başlamasına rağmen köleliğin kaldırılması, ülkenin çoğunu bölen tartışmalı bir siyasi mesele haline geldi. Destekçiler ve eleştirmenler genellikle ateşli tartışmalara ve şiddetli, hatta ölümcül çatışmalara girdiler. Hareketin körüklediği bölünme ve düşmanlık, diğer faktörlerle birlikte iç savaşa ve nihayetinde Amerika’da köle ticareti hususunun sona ermesine yol açtı.


Köleliğin Kaldırılması

Köleliğin kaldırılması başladığında, köleliğe muhalefet yeni bir kavram değildi. 16. yüzyılda başlayan, Atlantik köle ticaretinin başlangıcından bu yana, eleştirmenler sistemi onaylamadıklarını dile getirdi. 1816’da kurulan Amerikan Sömürgecilik Derneği, köleliği durdurmak için erken bir çabada bulundu. Köleleri, serbest bırakma ve onları Afrika’ya geri gönderme fikrini önerdi. Bu çözümün kölelik karşıtı aktivistler ve kölelik destekçileri arasında bir uzlaşma olduğu düşünülüyordu. 1860’a gelindiğinde, yaklaşık 12.000 Afro-Amerikan, Afrika’ya geri döndü. Başkan, Abraham Lincoln de köle ticareti konusuna karşı çıktı. Ancak köleliğe karşı çıkanların daha radikal fikirlerini tam olarak destekleme konusunda temkinliydi.

Köleliğe, karşı çıkan Amerika Birleşik Devleti Başkanı, Abraham Lincoln
Köleliğe, karşı çıkan Amerika Birleşik Devleti Başkanı, Abraham Lincoln

Kuzey ve Güney arasındaki güç mücadelesi zirveye ulaştığında, iç savaş 1861’de patlak verdi. Kanlı savaş devam ederken Lincoln, 1863 tarihli Kurtuluş Bildirisini yayınlayarak isyan bölgelerinde kölelerin serbest bırakılmasını istedi. Ve 1865’te Anayasa, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm kölelik biçimlerini resmen kaldıran On Üçüncü Değişikliği de içerecek şekilde onaylandı. Kölelik karşıtlığı hareket, On Üçüncü Değişiklik’in eklenmesinden sonra gerçekleşmiş gibi görünse de bazı eksiklikler içeriyordu. Birçok tarihçi köleliğin, siyah erkeklere oy kullanma haklarını genişleten On Beşinci Değişiklik’in 1870’de kabulüne kadar tamamen sona ermediğini iddia ediyor. Kölelik ve köle ticareti resmi olarak sona erdiğinde, birçok önde gelen kölelik karşıtı, odaklarını kadın hakları sorunlarına çevirdi.

Tarihçiler, kölelik karşıtı hareket sırasında öğrenilen deneyimlerin ve derslerin sonunda kadınların oy hakkı hareketlerinde de etkili olacağımı belirtiyor. Ayrıca tüm bu abolisyonist idealler ve gelenekler, 1909’da kurulan Ulusal Renkli İnsanları Geliştirme Derneği (NAACP) için de bir model görevi görmüştür.


Kaynakça;

BRITANNICA. (2020, 11 29). BRITANNICA.  https://www.britannica.com/topic/transatlantic-slave-trade

EDITORS, H. (2020, 11 29). HISTORY.  https://www.history.com/topics/black-history/abolitionist-movement

HISTORY. (2020, 11 29). HISTORY.  https://www.history.com/topics/black-history/slavery

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin