Babilliler
Babilliler

Bâbiller Kimdir? (M.Ö. 2100 – 539)

  Bâbiller sâmi kavimlerin, Mezopotamya topraklarındaki hakimiyetini ‘‘Adaletin Kralı’’ Kral Hammurabi ile devam ettirdiler. Başlangıçta Akad İmparatorluğu etkisi altında küçük ve önemsiz bir şehirdi. Hammurabi, Sümerlerin fidye esasına dayalı olan, Urgakina kanunlarını daha da üst seviyeye taşımıştır. Kral Hammurabi yeni bir hukuk sistemi kurmuş ve bu anlamda gelecek yüzyıllarda kurulacak medeniyetlere ışık tutmuştur.

Hammurabi Kanunlarına bazı örnekler vermek gerekir ise:

‘’Birini suçla itham eden ispata mecburdur, yoksa ölüm ile cezalandırılır’’

‘’Hırsızlık yapmak için eve giren biri, hırsızlık yaptığı evin önünde asılır’’

‘’Babasını dövenin, eli kesilir’’

‘’Karısını boşayan bir adam, kadının evlenirken verdiği mal varlığını geri vermek ve çocuklarının geçimini sağlamakla yükümlüdür.

Kalıntıları Irak’ta bulunan Babiller‘in medeniyeti, yaklaşık 4000 yıldan uzun bir süre önce, Fırat nehri üzerinde kurulan küçük bir liman kentiydi. Hammurami’nin güçlü ve adaletli yönetim şekli ile antik dünyanın en büyük şehirlerinden birine dönüştü. Kısa bir süre içinde büyüyen şehir, kısa bir dönemde olsa bölgedeki en güçlü İmparatorluklarından birine dönüşmüştür. Yeni büyük Babil İmparatorluğunun, ömrü çok kısa sürmüş (M.Ö. 626 – 539) kuruluşundan yaklaşık 1 asırdan az bir süre sonra yıkılmıştır.

Babiller – Sanat Yazı ve Bilim

Bilinen en eski yazı olan Sümer yazısı, kendinden sonra gelen medeniyetlere büyük bir miras bırakmış, sonraki medeniyetler bu yazıyı geliştirmişlerdir. Babil Medeniyeti, Sümer yazısını devam ettirerek geliştirmiş, kil tabletler üzerine çivi yazısı biçimini daha da geliştirdiler. Babiller, bu kil tabletlerin üzerine, din, matematik, yasalar, bilim üzerine konuları kaydetmişlerdir. Babil dönemine ait bazı tabletlerde, matematikte yer alan fonksiyon kavramını bildikleri anlaşılmaktadır.

 Babil’de Din

Babil’de genel olarak Sümerlerde olduğu gibi, çok tanrılı bir din inancı hakimdi. Baş tanrıları, dünyanın ve cennetin koruyucusu olan Marduk olarak bilinmekteydi. Lakabı ‘’Büyük Efendi’’ olarak bilinen Marduk gücünü ve kudretini her zaman, zayıf ve fakir insanlara yardım etmek, zalimlere ve kötü insanları ise cezalandırmak için kullanıldığına inanılırdı. Babil’de tanrı Marduk adına birçok tapınak inşa edilmişti. Ayrıca, Babiller inanışında, birçok unsurun tanrısı bulunmakta, bunların birçoğu Sümer efsanelerinde anlatılanlara benzerdi.

Babil’in Asma Bahçeleri

Teraslı ağaçlar, çalılar, çiçekler ve yapay şelalelerin ve muazzam bir labirenti olan Babil Asma Bahçeleri Antik Dünyanın Yedi Harikasından biridir. Babil Asma Bahçelerinin nerde oldukları ve var olup olmadıkları hala belirsizdir. Arkeologlar bunu kesin olarak kanıtlayacak bir kalıntı çıkaramamışlardır. Bazı araştırmacılar asma bahçelerin var olduğunu fakat, Mezopotamya’nın üst bölgesindeki, Nineveh şehrinde bulunmuş olabileceğini söylemişlerdir.

Babil Asma Bahçeleri
Babil’in Asma Bahçeleri

Babil Kulesi

Babil Kulesi, günümüz tarihinden 4000 yıldan uzun bir süre önce tanrı Marduk adına yapılmıştır. Kutsal kitaplarda ve efsanelere de anlatılanlara göre, insanların cennete ulaşmak için inşa edilmiştir. Kule 7 katlı olarak ‘’Ziggurat’’ mimari tarzında tasarlanmıştır.

Dikkatinizi Çekebilir;  Tarih Siteleri'nin Faydaları Nelerdir?

Birinci kat – Taşı

İkinci kat – Ateşi

Üçüncü kat – Bitkileri

Dördüncü kat – Hayvanları

Beşinci kat – İnsanları

Altıncı kat – Gökyüzünü

Yedinci kat – Melekleri Simgelemektedir.

Hristiyan yazıtlarına göre Babil kötü bir şehir olarak resmedilmektedir. Babiller‘in Kulesi hakkında, Tevrat ve İncil’de söyle bahsedilmektedir: İnsanlar tanrıya ulaşmak için, bir kule inşa etmeye başlarlar. Fakat kavmin bu tavrı, tanrıyı kızdırır ve kule son katına ulaşınca, Tanrı oradakilerin hepsine ayrı bir dil verir ve inşalar arasındaki iletişimi kesmiştir. Kule yapımı son katta durmuştur ve işçiler dünyanın dört bir yanına dağılarak, dillerini yaygınlaştırma misyonunu gerçekleştirirler. İslami kaynaklarda, anlatılanlara göre bazı benzerlikler olmasına rağmen, yer olarak Babil değil de Hz. Musa’nın yaşadığı dönemde Mısır’da olduğu anlatılmaktadır. Firavun, Haman’a bir kule inşa etmesini söyler, sonra da Hz. Musa’nın tanrısına bakmak istediğini belirtir.

Babiller – Babil Surları

Babil İmparatorluğu boyunca, sanat ve mimari özellikle aşılmaz duvarları ile ünlü başkent Babiller’e gelişti. Hammurabi ilk önce, Babil şehrini kalın duvarlar ile çevreledi. Daha sonra II. Nabopolassar önderliğinde şehir 40 metre yüksekliğinde 3 büyük muazzam aşılamaz duvarlar ile çevrelendi. Yunan tarihçi ‘’Herodotus’’Babil duvarlarının, o kadar muhteşem olduğundan bahsetti ki, üzerinde araba yarışları bile yapıldığını yazmıştır. Duvarın içindeki şehir, bugün yaklaşık Chicago büyüklüğünde ve 200 kilometrekarelik bir alanı kapsamaktaydı. II. Nabopolassar, her biri mavi ve sırlanmış çinilerle modellenmiş 3 büyük saray inşa etmiştir. Ayrıca birçok türbe de inşa etti. Bu türbelerin, en büyüğü ‘’Esagil’’ ismi ile Marduk’a adanmıştır. Bu türbe, yaklaşık 280 metre yüksekliğinde, devasa bir gökdelen kadar yüksekti.

İştar Kapısı

Babil İmparatoru Kral Nebukadnezar tarafından, savaş ve aşk tanrısı iştar adına yapılmış, Babil şehrinin görkemli ana giriş kapısıdır. Kapı boğa, ejderha, aslan resimleri ile ihtişam katılmış, parlak mavi sırlı tuğlalar kullanılarak süslenmiştir. İştar kapısı aynı zamanda Babillilerin, yeni yılı kutlamak dekore edilmiş yaklaşık 800 metre uzunluğundaki bir yola kapı açmaktadır.

Berlin Bergama Muzesi İştar Kapisi
Berlin Bergama Müzesi, İştar Kapısı

Babil’de yeni yıl bahar kutlamaları ile başlar ve tarım sezonunun başlangıcını işaret ederdi. Alman arkeologlar 20. Yüzyılın başlarında kapı kalıntılarını kazdılar ve orijinal tuğlaları kullanarak Belin Bergama Müzesinde inşa ederek sergilediler.


Kaynakça;

  • History.com
  • Kısa Dünya Tarihi – Yüzaki Yayıncılık – Ahmet Meral
  • Özgür Ansiklopedi
  • Britannica.com
  • Cambridge Histories

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen adınızı buraya girin